8 Kişinin İade Edilme Sürecini Nasıl Okuyacağız
"Rehineler serbest bırakıldı hadi buna da itiraz edin" der gibi sığ, balık hafızalı zorlama bir yaklaşım ile acziyeti hazmettirme çabası bunlar. Yaşananlar bunların vatan-millet gibi kutsal kavramlardan ne kadar uzak oldukları gösteriyor.
Başarı mı Hezimet mi?
Teslim olma sürecinde masum insanımız üzerinden bir film çevriliyor. Konu aktörü olarak zavallı kamu görevlileri seçilmiştir. 2 yılı aşkın zamandır evinden barkından uzak tutulmuş bu insanların eş ve dostları ile buluştuklarında sevinç ve coşku bile istismar edilmiştir. Terör örgütüne teslimiyet süreci kişiselleştirilerek işin esası saklanmaya çalışılmaktadır. Onlarca yıldan beri PKK ile mücadele edilmedi mi, devletin silahlı gücü terör örgütüne karşı bu mücadeleyi vermedi mi, şu kadar insanımız bu uğurda can vermedi mi? O halde bu yapılan terör örgütü karşısında diz çökmektir. Adalet haklıya hakkını, haksıza haddini bildirmektir. Terör örgütü bugüne kadar öldürmüştür, yıkmıştır, yakmıştır, insanımızı kaçırmıştır. Yıllardan beri bu kadar can yakan bir örgüt, basının hazmettirme kapasitesi ile bir anda barış elçisi olarak takdim ediliyor.
Şimdi Sıkı Durun
Sürecin kaptanı Apo’dur. Zaten daha önce bu kişilerin bırakılacağını açıklamıştı. Kim bu teslimatı yapan örgüt mensubu PKK'lı?
2009 yılındaki kanlı Reşadiye baskınını planlayıcısı. Devleti diz çöktüren terör örgütü değildir. Onlarca yıla yayılan bu kadar uzun soluklu mücadeleyi veren bir örgüt değil sınırlarımızı kabul etmeyen ABD ve ona destek veren Avrupa devletleridir. Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş senedi olan Lozan’a imza koymayan güneydoğu sınırlarımızı kabul etmeyen ABD asıl aktördür. Buna rağmen Hükümet, ABD ile stratejik ortak olmakta ısrar etmektedir.
Sevr Süreci İşliyor
Adalet tecelli etmemiştir. Devletin en büyük vasfı onun adaleti olmalıdır. Adalet olmayınca mülkün temeli de sarsılacaktır. Bu sürecin sonrasında olacak olanlar kasırga etkisi yapacaktır. Bir çorap söküğü devamı gelen kayıplar olacaktır. Zaten ortalıkta dolaşan raflardan indirilen Sevr haritası adım adım devreye konacaktır. Vatandaşa ise "ne yapalım anaları ağlamasın" denecektir.
Elbette İnsanımız Mağdur Olmasın
Zaten devleti yöneten hükümetler bunun için vardır. AKP hükümeti haklıya hakkını suçluya haddini bildirememiştir. PKK terör örgütü 30 bin insanımızın canına mal olmuştur. Bugüne kadar analar yeterince zaten ağlamıştır. Bunun karşılığında olması gereken savaşı kaybetmiş gibi davranmak mıdır? Şimdi şehitlerin ruhu bundan hoşnut mu olacaktır?
Bilakis hükümetin yapmış olduğu şehitlerin kanının istismar edilmesidir.
Kınalı Kuzuların Anneleri Soruyor
Türk kadınının tavrı tarih boyunca ne olmuştur. ‘Vatan sağ olsun’ sözü darbı mesel olmuştur. Türk kadını evladını seve seve vatanına armağan eder. Hatta yavrusunu kınalayarak kurban olarak göndermesini de bilir. Burada ki esas vatanın selameti içindir, düşman işgalinden korumak içindir. Yavru acısı dinmeyen bir ıstıraptır. O acı anneyle birlikte mezara kadar gider. Şimdi bu anneler ne soruyor biliyor musunuz?
Madem taviz verilecekti, bizim yavrularımızın suçu ne idi? Tarih bu yaşananları da bunu yaşatanları da unutmayacaktır.
Hükümet istifa etmelidir
Hükümet geçerliliğini kaybetmiştir. Görevi devletin bekasını temin ve sosyal devlet anlayışı ile vatandaşlarının temel hak ve hürriyetlerini temin etmek olan hükümet, terör örgütü karşısında eğilerek zaten hükmen sorunların üstesinden gelemediğini ilan etmiştir. Zaten öteden beri ver kurtul politikasını izleyen hükümet bu defa da ver PKK ya vererek kurtulma yolunu seçmiştir.
Hükümet geri dönüş fırsatı varken istifa etmelidir.