Abdal Musa Sultan Köprüsü
Toplumsal barışa her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Adeta darmadağın bir haldeyiz. Toplumu meydana getiren alt yapılar bir bir çözülme sürecine girdi. Yurdun dört bir yanından cereyan eden hak arayışları bir hoşnutsuzluğun ifadesidir. Sosyolojik olarak ve psikolojik olarak nasıl yorumlarsanız yorumlayın insanlar mutlu değil, toplum rahat değil.
Görünüşte bunun adı etnisite olabilir veya dini grupların çatışması da olabilir. Dikkat edilirse bu süreç toplumu bölmeye ve parçalamaya sürüklemektedir.
Elbette toplumlarda hoşnutsuzluk olacaktır. Ancak devlet o ki, halkının sorunlarını görüp çözüm üretebilmeli. Herkes siyasetçi olabilir ancak devlet adamı olabilmek herkesin harcı değildir.
Dikkat edin, hükümet olsun meclis içi muhalefet olsun bunların yaptıkları kuru gürültüdür; bunların çözümleri olmadığı gibi sorunları da tespit edemiyorlar.
…
Ülkemizi ve bölgemizi karıştırmak için mezhep çatışması çıkartmak istiyorlar. Bu anlamda Alevi ve Sünniler birbirine karşı kışkırtılmaktadır. Hükümet de bu oyuna geliyor. İstanbul’a yapılacak olan üçüncü köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi tesadüf değildir. Bu Alevi kesim içinde ciddi anlamda tepkiye yol açmıştır. Hükümet güya cem evlerine atadığı dedelere para vererek sorunu çözmeyi planlarken, kendini ele veriyor. Her türlü yanlışı yap sonra bastır parayı, yola devam et. Görülen o ki, aleviler bu oyuna gelmediler.
…
Geçtiğimiz gün, Abdal Musa Sultan’ı anma etkinlikleri için Antalya, Elmalı, Tekke köyünde idik. Yurdun dört bir tarafından gelen Aleviler, Tekke köyünü mesken tutmuşlardı. Diyebilirim ki, değişik görüş ve düşünceden Alevi kardeşlerimiz buradaydı. Programa onur konuğu olarak Sünni bir âlim olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş da davet edilmişti. Haydar hoca 10 bin kişinin dinlediği bir konuşma yaptı. Sayın Baş konuşmasında siyasetten ziyade birlik mesajını işlemeyi tercih etmişlerdi.
Alevi taban, Haydar hocayı yakinen tanıyor ve seviyor. CHP bu durumdan son derece rahatsız olacak ki, Kılıçdaroğlu’nun gönderdiği parmak sayısı kadar provokatör boş durmadı. Fikirle başa çıkamayanlar laf atarak ortalığı karıştırmak ve huzuru bozmak istedi. Üçüncü köprü konusunda Sayın Haydar Baş’ın güya hükümetin yanında olduğu dedikodusunu çıkarmak istediler. Bunun üzerine çok manidar bir cevap verdi hocamız. ‘Haydar hocayı başbakan yapın, köprünün ismini -Abdal Musa Sultan- yapayım’, dedi. -Yavuz- gibi Müslüman kıyımı yapan Müslümanları bölen biri değil, Müslümanlar arasında köprü olan onları birleştiren Abdal Musa Sultan’ın hakkıydı köprünün ismi olmak.
…
Tam da bu sırada Alevi - Bektaşilerin merkezi olan, Hünkâr Hacı Bektaş’ı Veli diyarından Arife anadan gelen mesaj manidardı. Bu mesajda duygu ve düşüncelerini dile getirmişti. "Birlik beraberliğiniz Hakk aşkınız, Ehl-i Beyt muhabbetiniz beni şad etti. Canların toplumu da çok güzel görünüyor izliyoruz. Hünkârın diyarından Abdal Musa Sultana, Sayın Hocama, tüm canlara sevgi, selamlar. Hakk Muhammed Ali aşkı muhabbetimiz bol olsun."
…
Toplum kavga istemiyor, barış ve kardeşlik istiyor. Bunun en büyük ispatı bugüne kadar birbirine düşman edilen Alevi ve Sünnilerin arasında Prof. Dr. Haydar Baş hocanın tesis ettiği kardeşlik köprüsüne olan yoğun ilgidir.