Acilen “Ulusal Deprem Kriz Masası” kurulmalıdır
Maalesef yine deprem bölgesi sallanmaya devam ediyor. Hatay merkezli 6.4 ve 5.8 şiddetindeki iki deprem yaraları daha da derinleştirdi. Her yer yeniden can pazarı… Gaziantep, Kilis ve bölgeyi aradık oradaki eşimiz dostumuzla, yardım ekibindeki arkadaşlarla görüşme yaptık. Bölge halkı yeniden kendilerini sokağa atmış durumda.
Hayat normalleşiyor modunda evlerine girmeye başlayanlar yeniden soluğu sokakta aldılar. Çadırlarda stabilleşmeye doğru adım atıyorlardı ancak yaşanan depremle beraber insanların moralleri son derece bozuldu, gözyaşları içerisindeler ne yapacaklarını şaşırmış vaziyetteler böyle bir tablo içerisindeyiz.
Bölgede yeniden deprem bekleniyor, diğer illerde de deprem bekleniyor; böylesi bir durum içerisindeyiz.
Ülke olarak maalesef son derece can sıkıcı, son derece üzüntü verici bir durum. Zaten kayıplarımızdan bahsetmeye gerek yok. Çok ciddi manada kayıplarımız var, insan kaybımız var, sosyo-ekonomik kayıplarımız var, psikolojik-sosyolojik kayıplarımız var.
Karşılaşılan hadise 13 milyonluk bir nüfusumuzu etkiledi, yetmedi bütün yurdumuzu etkiledi.
Sadece konutlar yıkılmadı, şehirler yıkıldı, alt yapılar çöktü, yollar bozuldu, her yer enkaz doldu. İTÜ'nün deprem ön raporunda görüldüğü gibi bütün boyutları ile şehir planlamasının yeniden ele alınması gerekiyor. Mesele konut yapmaya indirgenmemelidir. Çözümler kısa vadeli, orta ve uzun vadeli olmak üzere bilimin rehberliğinde ele alınmalıdır.
Kısa vadeli çözümler için “ULUSAL DEPREM KRİZ MASASI” kurulmalıdır.
Bu deprem kriz masasında AFAD olmalıdır, üniversiteler, bilim insanları olmalıdır. Bilim insanları inşaatta, jeolojide, jeodezide, jeofizikte, jeomorfolojide, sosyolojide, psikolojide, sağlıkta söz sahibi uzman kişiler olmalıdır. Devlet adına bürokratlar ve yerel yöneticiler olmalıdır.
Kısacası kimler katılacak, bunların tanımlanması yapılmalı ve siyaset üstü bir kriz masası acilen kurulmalıdır.
Masanın en önemli görevlerinden birisi de eşgüdüm, organizasyon ve koordinasyon olmalıdır. Zaman kaybının ve kaynak kaybının önüne geçilmelidir.
İnsanımızın moral değerlerini yüksek tutacak, psikolojisini düzeltecek tedbirler alınmalıdır.
Basın yayını takip ediyoruz. Köşe bucak müteahhitler takip ediliyor, derdest ediliyor. Ben müteahhitlerin suçu yok demiyorum. Ancak tek suçlu olan günah keçisi olan müteahhitler mi? Hiç mi bunlara müsaade eden, bunları denetleme görevi olanların suçu yok!
Çözüm adına atılacak olan adımlar popülist olmamalı tedbirler mutlaka bilimsel temelde fikir birliği içerisinde alınmalıdır. Kamuoyu nezdinde suç bastırma, puan toplama adına yapılan açıklamalar ve uygulamalara prim verilmemelidir.
Orta ve uzun vadede ise siyaset üstü mekanizmalar devreye konmalıdır.
Çözüm üç ayak üzerinden takip edilmelidir.
Birincisi bire bir vatandaşımız eğitilmelidir, ikincisi yerel yönetimler, üçüncüsü hükümet marifeti ile bakanlıklar devrede olmalıdır.
Hiç kimse bana bir şey olmaz mantığı ile hareket etmemelidir. Evet belki bugün değil ama o kişinin torunu veya torununun torunu bumerang gibi etkilenecektir.