AKP, CHP, MHP’nin alternatifi BTP’dir

AKP, CHP, MHP’nin alternatifi BTP’dir

Malatya’da Milli Kahramanlar programında konuşan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) il başkanı Gülseren Kocamış hanım önemli bir tespit yaptı. Ülkemizin içine düştüğü çıkmazdan kurtulmasının tek yolunun BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu ile mümkün olacağını söyledi. Bu tespiti yapan kişi Tunceli'nin yerlisi ve bir alevi dedesinin eşi. Yani Anadolu insanı ve bugüne kadar istismar edilmiş bir coğrafyanın insanı. Hele son dönemde hem Alevilere karşı olup hem de onları istismar etmeye çalışan bir hükümet döneminde bu tespitin yapılmış olması son derece önemli.

Gelin bu sözlerin ne anlama geldiğini değerlendirelim.

Aynı gün Malatya da AKP'nin mitingi vardı. Tayyip Erdoğan'ın konuşmasına baktığımızda yaşanan bu kadar soruna rağmen konuşmalarına baktığımızda heybesinde ne varsa onları boşalttı. Her zaman olduğu gibi dedikodu ve sığ politik saldırı. Dengelerin değiştiği günümüz dünyasında strateji ve taktik savaşı yapılırken sayın başbakanın gündemi tribünlere oynamak. Vatandaşa daha güvenli daha huzurlu bir ortam oluşturmanın yollarını aramak değil de,  nasıl bir tane daha fazla oy alabilirimin hesabını yapmak.

2007 yılında yapılan genel seçimlerde siyasi partilerin vaatlerini Sayın Baş'ın Sosyal Devlet Milli Devlet projelerinden almış olduklarını gördük. Yurt dışı da bundan farklı değildir. Rusya başta olmak üzere birçok devletin ekonomik yaklaşımları da Sayın Baş'tan almadır. Bir farkla bu devletler alıntı kaynağını gösteriyorlar. Sayın Baş’ın 27 Şubat 2013 de Rus Parlamentosu Duma'da yaptığı konuşma bu konuda tarihi bir vesikadır.

Malatya'da konuşan BTP kadrosu iç politika, dış politika, ekonomi, sosyal politikalar konularında tarihi tespitlerde bulundular. Muhalefetin yürekli sesi ve çözümün tek adresi olduklarını gösterdiler. Malatyalı ve basın yayın üzerinden bütün Türkiye bunu izlemiş oldu.

O halde vatandaşlık bilinci taşıyan insanımıza çok iş düşüyor. Bakın bu vatan hepimizin. Hepimiz bir geminin içindeyiz. Yapılan her icraatten her bir vatandaş hissesine düşeni alacaktır; müspet veya menfi. O halde bana ne demekten vazgeçmek gerekir.

Sahadaki ziyaretlerimde dikkatimi çeken ‘ne yapalım da bu hükümeti başımızdan def edelim’ deniyor. Bu eksik bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımın sonunda ancak ölü doğum olabilir. Sadece AKP'yi başımızdan göndermek değil, aynı zamanda BTP'yi iktidar etmenin, çözüm ve proje sahibi Prof. Dr. Haydar Baş'ı baş etmenin yolları aranmalıdır. İktidarı ile muhalefeti ile bunların birinin diğerinden farkı yoktur.

Bir örnekle anlatalım. Bakın Kemal Derviş merhum Ecevit'in danışmanıdır, Devlet Bahçeli'nin maliyeden sorumlu bakanıdır, CHP'nin milletvekilidir. Esas olarak bu Derviş, Amerika'nın dervişidir;  dünya bankasının üst düzey bir bürokratıdır, IMF'nin simsarıdır. Daha da ilginci AKP hükümetinin de icra ettiği ekonomi politikası Kemal Dervişin uygulamaya ekonomi politikasıdır. O halde bunlardan hangisi gelirse gelsin değişen bir şey olmayacaktır.

Görüştüğümüz insanlar Prof. Dr. Haydar Baş beyi seviyorlar, güveniyorlar, hatta onun başa gelmesini istiyorlar. Bu konuda hiçbir tereddüt yok. Ancak bir benle olmaz ki diyorlar. Kalabalıklar içinde birbirinden kopuk yaşayan insanlar basın yayın marifetiyle yanlış yönlendirilmektedir. Bu yanlışa düşmemek için mağdur ve mahkûm olan insanımızın sağlam ölçüyle hareket etmesi gerekir. Reaksiyoner değil, aksiyoner olmalıdır. 

Seçmen, safım belli olsun dediği zaman görecektir ki o damlalar bir araya geldiğinde göl olacak, nehir olacaktır.