Asgari ücret laf kalabalığına getirilemez
Asgari ücret deyip geçmemek gerek, ülkemizdeki çalışanların yaklaşık yüzde 50'si asgari ücretli. Bugüne kadar bu konu es geçilirdi. Mazeret de hazır idi; ne yapalım borcumuz harcımız var, sana da yok bize de yok mantığı ile hareket edilirdi.
Türk siyasi tarihinde ilk defa Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) olarak Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş'ın asgari ücreti 5 bin lira yapacağım demesinden sonra gündem çalkalanmaya başladı. Siyasi iktidar bir nebze olsun rakamları hareketlendirdi.
Haydar Hoca şu konunun altını çiziyordu: Ben bunu seçim yatırımı olarak ifade etmiyorum. Milli Ekonomi Modeli'nin (MEM) uygulaması olan Sosyal Devlet Milli Devlet projesinin gereği olarak vereceğim, diyordu. İkincisi de, "Ben bu modeli ihtiyaç sahibi insanımız için yazdım" diyordu.
Haydar Hoca bir gelenek ve medeniyet anlayışı ile "insanı yaşat ki devlet yaşasın" mantığı ile hareket ediyordu.
İşbirlikçiler, kaynak soruyorlardı ama dinlemiyorlardı. Çünkü algı yöneticiler arka planda hemen gürültü koparıyorlardı.
Oysa Haydar Hoca o kadar çok kaynak gösteriyordu ki...
* * *
Asgari ücreti artıracağım diyen diğer siyasilere soralım, siz nereden vereceksiniz. Dilin kemiği yok, herkes rakam söyleyebilir. Peki, diğerleri vaad ettikleri paraları nereden verecekler? Biz diyoruz ki siz veremezsiniz, çünkü sisteminiz yanlış.
2020 yılının Ocak-Mayıs 2020 döneminde devletin iç borçları 221 milyar lira artarak 966.1 milyar liraya kadar çıkmış, dış borçlar ise 93.6 milyar liralık artışla 667.3 milyar lira olmuştur.
Siz bu sistemle asgari ücret nasıl arttıramazsınız.
* * *
Oysa BTP millete nasıl vereceğini bizzat ifade ediyor.
Bugün bizim 4.3 trilyon TL'lik gayri safi milli hasılamız (GSMH) karşılığında para (emisyon) kamuoyuna arz edilemiyor. Faiz lobileri ve bankalar çeklerle, plastik paralarla ve kredi kartlarıyla bir bakıma emisyon hacmini artırıyorlar; milletin emeğini alın terini kendi hanelerine aktarıyorlar.
Bizim yeraltı kaynaklarımız tam 3 katrilyon dolar, bugünkü parayla 23.5 katrilyon TL'lik servetimiz var. Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız bu kaynaklar kıyamet sabahına kadar ülkemize yeter, artar bile demektedir. Ülke olarak yaşanan hal kırk haramilere benzemektedir. Efendim hazinenin üzerine oturulmuş fakat yaşanan fakr-u zaruret içselleştirildiği için parola algılanmıyor.
Bu yaşananlar tesadüf değil. Maden konusunu gündem etmek her babayiğidin kârı değil. Çünkü bunun üzerine üşüşmüşler, sürekli gündemden kaçırmaya çalışıyorlar. Maden konusunu ülkemizin gündemine getiren yiğit insan Haydar Baş Hocamız olmuştur. Peki, onlar ne demişlerdir? Neymiş efendim, 2023'e kadar madenlerimiz işletilemezmiş, güya Lozan da gizli bir anlaşma varmış. Pes doğrusu...
Fakat ne hikmetse konu yabancılar olunca onlara bir engel yok !!!
2019 rakamlarına göre bizzat Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'in bir açıklamasına göre Türkiye'de 118 yabancı sermayenin 593 maden ruhsatı bulunmaktadır.
Sözün özü BTP'den başka asgari ücreti arttırabilecek bir başka siyasi parti yoktur. Diğerlerinin güya arttırdıkları rakamlar cebe girmeden zam, ceza, faiz ile alınmaktadır. Yani kaşıkla verip kepçeyle alınacaktır.
Biline...