Atatürk’ü biraz daha yakından tanımaya ne dersiniz

Atatürk’ü biraz daha yakından tanımaya ne dersiniz

23 Nisan
vesilesi ile Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın riyasetinde bir kongre tertip
edildi. Kalabalık izleyici kitlesinin olduğu kongrede salonda tam 30 konuşmacı
tebliğ sundu. Atatürk ve Ulusal Egemenlik konusu enine boyuna müzakere edildi.
Her bir konuşmacı farkı bilgiler verdi. Konu o kadar derin ki günlerce aylarca
konuşabilirsiniz. Peki dinleyiciler onlar da halden hale girdi. En yetkin
kişiler bile Allah Allah ben bunu bilmiyordum dedi durdular. Bir başka tespit
Hoş Geldin Atatürk kitabının ne kadar değer biçilmez bir hazine olduğunu bir
kez daha anlamış olduk.

Benim de
tebliğ sunma şansım oldu. Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetinin, Osmanlı
devletinin borçlarını ödemek yükümlülüğü vardı. Tarım ilkeldi, nüfusun %90’ı
köylerde yaşıyordu. Bir toplu iğne dahi yapamayan bir devletten uçak yapıp
ihraç eden konuma gelinmiştir. 1923 - 1938 arası Türkiye Cumhuriyeti devletinin
milli geliri oran olarak %104,8 arttı. Tarım kesimi, %101,3 büyüdü. Sanayi
%148,8 gelişti. 1927'de tarım, ticaret ve sanayide 65 bin işletme vardı.
Atatürk dönemindeki ekonomik göstergelerle günümüzü karşılaştırdığımızda
Atatürk’ün devlet adamlığı daha net olarak ortaya çıkacaktır.

Enflasyon
1938’de -4,2 seviyesine gerilemiştir. Yıl 2019: Yıllık en fazla artış yüzde
29,77 ile gıda ve alkolsüz içecekler grubunda gerçekleşti. TÜFE'de, bir önceki
yılın aynı ayına göre çeşitli mal ve hizmetler yüzde 27,94, ev eşyası yüzde
26,98, eğlence ve kültür yüzde 20,08 ve sağlık yüzde 19,72 ile artış
gerçekleşmiştir.

Dolar kuru
1 TL 1938’de 1.26 $ seviyesindedir. Günümüze gelindiğinde (2019)

Kur: 1 TL
0.18 $. O günden bugüne TL 14 kat değer kaybetmiştir. Üstelik Osmanlının bütün
borçları ödenmiş ve dışardan borç alınmamıştır. Ancak günümüze gelindiğinde
Atatürk’ün eserlerinin bir bir elden çıkartıldığı görülmektedir. Satılmış,
kapatılmış, geliştirilmemiş yokluğu mahkûm edilmiştir.

Günümüzde
siyaset ne ile meşgul?

Devlet
adamı ile siyaset adamının en önemli farkı siyaset adamı günü kurtarmaya çalışırken,
devlet adamı aynı zamanda geleceği kurtarmak ve imar etmeye çalışır.

Günümüzün
siyasileri, S-400, F-35, Patriotların alımını tartışıyor, finans krizi içinde
çırpınıyor. Hükümet yoğun finans krizi içerisinde ana muhalefet ben borç alırım
diye kendince çözüm üretiyor. Oysa Atatürk’ün açtığı yoldan yürünseydi sonuç bu
mu olacaktı. Milleti birleştiren, Osmanlının harabeleri üzerine bir devlet inşa
eden birlik insanı üzerinden ayrılık rüzgârları estirilmiştir.

Sn. Prof.
Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eserinde: “Atatürk vatandır, Atatürk
bayraktır, Atatürk tam bağımsızlıktır, Atatürk birleştirici
harçtır" tespitini yapmış ve bunu örneklerle ortaya koymuştur. Son
yıllarda Anıtkabir’e olan yoğun ilgi ve artık huzurda okunan Fatihalar, Haydar
Baş hocamızın verdiği birlik beraberlik mücadelesinin sonunda gerçekleşmiştir.
Elbette bu gelişmelerden millet ve devletimizin bölünmez bütünlüğünün yanında
yer alanlar memnun olmuştur, ancak memnun olmayanlar da olacaktır. Bunlar ise
maskesi düşen kuzu postuna bürünmüş kurtlardır.

Günümüzde
koşullar yeniden ağırlaşmıştır. En çok ihtiyaç duyulan da devlet adamlarından
yoksun oluşumuzdur. Geleceğimizin kurtarılması ve imarı için kim var
dediğimizde tek isim bulunmaktadır. Milli Ekonomi Modeli Sosyal Devlet Milli
Devlet projesi ile ekonomimizi ayağa kaldıracak, milletimizin haklarını ve
özgürlüklerini doya doya yaşatacak Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdır.

Devletimizin
kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk’ü yeniden gündeme getirmiş ve Hoş Geldin
Atatürk eseriyle milli birlik ve beraberliğimizin harcını karmıştır.

Ehl-i Beyt
eserleriyle toplumsal barışımızı temin etmiştir. Bugüne kadar Sünni, Şii, Alevi
diye kamplara bölünen Müslüman millet Ehli Beyt paydasında yeniden bir araya
getirilmiştir.

Bu projeler devletimizin ve milletimizin bekası
için can simidi niteliğindedir. Mustafa Kemal Atatürk ile kurulan devletimiz,
bağımsızlık kazanan milletimiz hoca Atatürk Haydar Baş ile beka sorununu
çözecek kabiliyet kazanacaktır.