Aziz, Uğur, Özlem’ler aramızda, siz neredesiniz?
Ülkemizde nüfusumuzun çoğunluğunu oluşturan bir genç kitle var. Gençlik bir ülke için ne anlama geliyor, bir yük müdür yoksa bir kazanım mıdır, bunu düşündünüz mü?
Gençliğimiz ne haldedir?
Gençlerde işsizlik had safhada, üniversite bitirenlerde işsizlik daha yüksek seviyededir. Gençlik iş ve aş temini için yurt dışına çıkma hayalleri kuruyor. Yeter ki iş bulabilsin, asgarinin de asgarisi koşullarda çalışmaya hazır durumda.
Siyasi iradenin memleketin geleceğine verdiği önem gençliğe bakışıyla orantılıdır. Bundan daha doğal bir sağlama da yoktur. Neden mi? Doğal bir süreç olarak insan doğar, çocukluk, gençlik derken yaşlılık ve ölüm gerçekleşir. Yazgı bu şekilde sürüp gitmektedir. Yani bugünün genci yarın iş sahibi, söz sahibi olacaktır. Gençlik bir memleketin katma değeri demek, aksiyonu demek, işi-gücü demek, geleceği demektir. O halde gençliğe bakarak ülkemiz hakkında gelecek projeksiyonu yapabiliriz.
* * *
Gençlerin durumunu rakamlarla ortaya koyalım.
TÜİK Ağustos ayı istihdam rakamlarına göre, 15-24 yaş grubunu kapsayan genç nüfustaki işsizlik oranı yüzde 26.1... Yani ülkemizde her 4 gençten 1'i işsiz. 2020 yılında üniversite mezunu gençlerin işsizlik oranı yüzde 32 oldu. Son 6 yılda üniversite mezunu gençlerin işsizlik oranı yüzde 10 arttı. Ne bir eğitim kurumunda eğitime devam eden ve ne de bir işte çalışanların oranı ise yüzde 30.4... Anlayacağınız, Türkiye'de her 3 gençten biri ne bir iş bulabiliyor ne de bir okulda okuyor. Son 8 yılda iş cinayetlerinde hayatını kaybeden gençlerin ve geçim sıkıntısı ile intihar edenlerin sayısında ciddi artışlar var.
* * *
Bir ülke parasını verdi miydi, istediği ürünü ithal edebilir, ithal edilemeyecek bir şey vardır, o da ülkenin teslim edileceği gençliktir. Bizim gencimiz özverilidir, çalışkandır, müteşebbistir. Bakın iki örnek verelim. Memleketimizde değişik sıkıntılar yaşadıkları için yurt dışına göçen iki aile. Aziz Sancar, Mardin Savur'lu. Çapa Tıp Fakültesi'ni bitiriyor, ardından Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor. Elde ettiği bilimsel verilerle 2015 yılında Nobel Kimya ödülü kazanıyor. Diğeri, Uğur Şahin ve eşi Özlem Türeci'dir. Çocuk yaştayken aileleriyle Almanya'ya göç ediyorlar. Dünyanın başına musallat olan koronavirüse karşı aşı üretiyorlar. Başta ABD olmak üzere tüm devletler tarafından kabul edilen bir aşıyı buldular.
* * *
Ülkemizde nice Aziz Sancar'lar, Uğur Şahin'ler ve Özlem Türeci'ler vardır. Ancak bu yetenekleri ortaya çıkaracak olan devlet desteğinden mahrum oldukları için gereken kazanım elde edilememektedir. BTP Genel Başkanı genç lider Hukukçu Hüseyin Baş Bey'in tweeti bu konuda oldukça manidardır. "Korona aşısını bulan iki Türk bilim insanı ile övünüyoruz. Bu başarının arkasında aşı araştırmalarına 750 milyon € ayıran Alman Devleti olduğunu unutmayalım. Ülke olarak servetimizi betona değil bilime gömseydik şimdi Alman veya Çin aşısı yerine Milli Aşımızı konuşuyorduk."