Batı ‘Müslümanların Masumiyeti’ Derken ‘Sirkatin’ Söyler
TAM DA 11 EYLüL'üN YILDöNüMüNDE
Halk niçin bu çapta tepki vermektedir. Elbette yel
kayadan ne koparır, ancak İslam ülkelerindeki hükümetlerin etkin tepkiyi
verememesi, halkın tansiyonunu daha çok arttırmaktadır. Güya
İslam ülkelerine insan hakları getirmeye soyunan batı ve işbirlikçileri
dinimiz İslam ve kutsallarımıza karşı gereken hassasiyeti
göstermemektedir.
Sonra olayın zamanlaması da çok ilginç. Tam da 11 Eylül ikiz kule saldırılarının yıldönümünde yaşanıyor. Bu saldırıların ardından dönemin ABD başkanı Bush, kamuoyuna bir açıklama yaparak "haçlı seferi'ni
başlattığını ifade etmişti. Bundan sonra İslam ülkeleri tek tek işgal
edilmeye başlandı. Batı, İslam coğrafyasını tamamen eline geçirmeden bu
girişimlerinden vazgeçmeyecektir. İşgalini haklı gösterecek senaryolar üretmeye devam edecektir.
ABD'de yaklaşan seçimler için kendi halkına dönük mesajlar vermek
isteyecektir. Amerikan'ın kendi vatandaşları da uygulanan Ortadoğu
politikaları konusunda rahat değiller. O halk da bir avuç Yahudi sermayedarın sömürgesi durumunda.
BURADA OYNANAN İKİ OYUN VAR
Bir taraftan kendi halkına yönelik “bakın görün,
bunlar bize karşı saldırı halindeler; bunların ağzının payını verin”
diyorlar. Diğer taraftan, İslam ülkelerindeki sözcülerine dönüp, dinler arası diyalog çalışmalarını teşvik ediyorlar. Diyalog çalışmalarıyla Müslüman iğdiş edilmekte, kendi milletine ve din kardeşlerine karşı yabancılaştırılmaktadır. Bu iki davranış şekli işgal sürecinde birbirini beslemektedir.
Bütün bu yaşanan gelişmeler bölgemizde suların kısa
sürede durulmayacağını gösteriyor. önümüzdeki günler bugünleri de
aratacak gibi görülüyor. ABD bölgemizdeki hesaplarından
vazgeçmeyecektir. Buna karşılık, ABD'nin bölgede karşılaştığı direnç
daha da artacaktır. Bölge halkı Arap baharından önceki günlerini
aramaktadır. örneğin yandaş basın yayın, Suriye'den göçen bütün Arapları, Esad karşıtı olarak göstermektedir. Oysa hiç de öyle değildir.
İnsanlar evlerinden barklarından ortam sakinleşinceye kadar
ayrılmıştır. Bölgeyi karıştıran ABD ve işbirlikçilere karşı sitemleri
vardır.
ABD'NİN ORTADOĞUDAKİ İŞGALCİ YüZü ve MAŞA ARAYIŞI
Libya'daki elçilik baskınından sonra açıklama yapan
Clinton, "Bugün birçok Amerikalı, hatta ben bile bu, özgürlüğünü
kazanmasına yardım ettiğimiz bir ülkede, yıkımdan kurtardığımız bir
kentte nasıl olabildi diye soruyor. Bu soru, dünyanın ne kadar karmaşık
ve bazen de ne kadar şaşırtıcı olduğunu yansıtıyor" derken ne demek
istiyor. Ortadoğu'nun ABD için bir bataklık olduğunu ifade ediyor.
Bu yaşanan olaylarda bir kere daha görülmüştür ki,
İslam âleminin ABD'nin işgalci yüzü ile uyumu söz konusu değildir.
Burada aracılara ihtiyaç vardır. İşte tam bu aşamada ABD daha fazla maşa kullanacaktır. Avcı
kekliklerinin sayısını ve iş yoğunluğunu arttıracaktır. Gerek
ülkemizdeki gerek İslam ülkelerindeki siyasiler bölge halkına rağmen
böyle bir taşeronluk görevinden uzak durmalıdır.