Sayın Baykal'ın örnek olarak gösterdiği Amerika'nın ve Avrupa'nın krizden kurtulmak için emisyonu genişletmek ve bu parayı piyasaya çabuk aktaracak kesime verme uygulaması bizzat Amerika başkanı Obama'nın ifade ettiği gibi, Milli Ekonomi Modelinden alıntıdır. Neden mi, Çünkü serbest piyasa ekonomisinin temelinde emisyonu genişletme ve piyasaya müdahale yoktur. Bu serbest piyasa ekonomi sisteminin inkârıdır ve yıkılışıdır. Sayın Baş, bu yolla krizden kurtulamayacaklarını ifade etmişti. Nitekim kriz devam etmektedir. Çünkü kriz isimlendirdikleri gibi bir finans krizi değildir. Yaşanmakta olan kriz bir sistem krizidir. Ya MEM bizzat ve tam olarak uygulanacak ya da kriz devam edecektir. Krizin başka türlü bitirilmesi mümkün değildir. Sayın Baş'ın aylar önce ifade ettiği gibi, batı krizini sistem olarak ele alınmadıkça, her geçen gün dipsiz bir kuyu gibi daha da derinleşmeye mahkûmdur.
Sayın Baykal, yine Sayın Baş'tan alıntılar yaparak tüketim kesiminin alım gücünü arttırmak için sabit gelirlinin maaşına zam yapılmasını, bazı vergi kalemlerinin kaldırılmasını ve esnafa sıfır faizli kredi verilmesinin gerektiğini söylüyor. Cümlesinin sonunda ise IMF ile anlaşmanın çok geciktirildiğini söylüyor. Evet, işte bütün sır bu son cümlede. Sayın Baykal bu son cümle ile yakayı ele veriyor. Bir kere IMF'nin tutumu ortada. IMF demek, tüketim kalemlerine zam demektir. IMF demek, sabit gelirlinin maaşlarını aşağı çekmek demektir. IMF demek, vergi kalemlerini ve miktarlarını arttırmak demektir. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu demezler mi adama. Kopya çeken, işin mantığından habersiz olan tembel talebenin hali gibidir Sayın Baykal'ın vaziyeti.
Baykal'ın krizden kurtuluş açıklamaları benim için sürpriz olmadı. Bu yaklaşımı ilk defa sergilemiyor çünkü. Çok öteye gitmeye gerek yok, daha 1-2 hafta önce CHP Parti Meclisi'nde (PM), program taslağı ve tüzükte yapılması öngörülen değişiklikler kapsamına “vatandaşlık hakkı” ödemesine aldılar. Pes doğrusu, Sayın Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet Milli Devlet kitaplarında genişçe açıkladığı; uluslararası kongrelerde uzun uzadıya gündem edilen; miting meydanlarında her fırsatta dile getirilen; BTP parti programında yer alan ve hatta Bağımsız Türkiye Partisi iktidarında her vatandaşa verilme sözü noter onaylı belgelerle kamuoyuna deklere edilen “Vatandaşlık Maaşı” bir anda Vatandaşlık Hakkına dönüştürülüp aşırılma yoluna gidilmişti. Hadi siyasi ahlaktan yoksunsunuz diyelim, ilmin haysiyeti de mi sizde yok Sayın Baykal.
Fakat şunu bilelim ki yapılan güneşi balçıkla sıvamaya çalışmaktır. Bunu başarmaları mümkün değildir. Mevcut ekonomi anlayışı ile Sayın Baykal da, diğerleri de vergi almaya devam edecektir, memurun işçinin boğazını sıkmaya devam edeceklerdir, bu uygulamaları ile kriz daha da derinleşecektir. Yine uyguladıkları batı eksenli serbest piyasa modeli ile bütçe sürekli açık vermektedir, cari açık almış başını gitmiştir. Devlet her geçen gün küçülmekte, millet ezilmeye yok olmaya mahkûm edilmektedir. Bunların konuşmaya hakları yoktur. Bunlar onlarca yıldan beri siyaset üretememiş, üye oldukları batılı kuruluşların uygulayıcısı olmaktan öte gidememiştir.
Çözümün adresi bellidir. Milli Ekonomi Modeli uygulamasında GSMH yle orantılı şekilde emisyon arttırılacak. Tüketici kesimin tüketme kabiliyeti arttırırken, üretimin de önü açılmış olacaktır. Bu şekilde ekonomide durgunluk ortadan kalkacak, ekonomi de, devlet de emme basma tulumba gibi her geçen gün daha da büyüyecektir. Böylece fakirlik tarih olacak, Sosyal Devlet, Milli Devlet de gerçekleşmiş olacaktır.
İşte bütün bu antiglobal, antiemperyalist uygulamalar ancak bağımsız bir Türkiye duruşu ile mümkündür. Bu duruş bugüne kadar ki partilerinin hiç birisi ile elde edilememiştir. Bu duruş ancak Prof. Dr. Haydar Baş beyin başbakanlığında Bağımsız Türkiye Partisinin iktidarında mümkün olacaktır.