Bilim üssü kentler kuralım
Deprem bölgesindeki arama kurtarma ve yardım çalışmalarına katılan başta AFAD ekipleri olmak üzere Ahbap Derneği, Babala TV, Mehmetçiklerimiz, vefalı madencilerimiz, İHH, BTP teşkilatları, yerli yabancı ekipler canlarını dişlerine takarak canhıraş gece gündüz çalışma ortaya koyuyorlar, müteşekkiriz.
Bütün bu ekiplerin içinde sayıca sınırlı olmalarına rağmen dikkat çeken bir ekip var. Kulağımıza her taraftan Malatya’daki Çin ekibinin ismi geliyor. Yaptığım araştırma sonucu Çin ekibinin 150 kişiyle geldiklerini öğrendik. 75 beşi gece, 75 beşi gündüz çalışıyor. Yanlarında getirdikleri tercümanlarla diğer arama kurtarma ekipleri, bürokrasi ve halkla bütünleşmeyi hedeflemişler. Maksat verimliliği arttırmak. Çin ekibi yanında teknik cihazlarla gelmişler. Bakın bizim elimizde en fazla termal cihazlar varken onların ellerinde ultrasonik dalgalarla çalışan gelişmiş cihazlar var. Bunlarla çok kısa sürede, doğruya yakın sonuçlar elde ediyorlar. Bu insanlar ellerindeki cihazlarla ulaşabildikleri her enkazın altında yaşayan var mı tespitler yapıyorlar. Enkaz altından daha fazla can kurtarma mücadelesine destek veriyorlar.
Peki Çin bu cihazları uzaydan mı getirmiş?
Bu ve benzeri cihazlar bilime verilen önemin sonucudur.
Bilim, ilim, akademi bu kadar önemlidir. Her sahadaki terakki için ülkemizin bilimsel seviyesinin arttırılması gerekir. Yükselen, büyüyen, zenginleşen ülkelerin ortak paydaları bilime ve bilim insanına verdikleri kıymet ile paraleldir.
Bizim ülkemizde taviz verilen ilk başlık maalesef ilim olmaktadır.
Deprem oldu, şak diye üniversitelerdeki eğitime ara verildi, uzaktan eğitime geçilme kararı alındı. Hiç istişare edilmeden, ortak aklı devreye koymadan, gri alanları araştırmadan sıfır-bir mantığı ile hareket edildi.
Neymiş depremzedeler öğrenci yurtlarında barındırılacaklarmış. Anlaşılan siz hiç öğrenci yurdunda kalmadınız. Ranzalı küçük bir odada anne baba ve kardeşler kalacaklar. Her odada bir aile kalacak. Bu insanların kişisel bakım ve ihtiyaçları ortak bir alanda giderilecek. Bu bir aileye hele depremzedeye reva görülüyor. Turizm sezonunun da kapalı olduğu günümüzde bu aileler devlet destekli otellerde çok rahat istihdam edilebilir.
Bu yanlış karardan dönülmelidir.
Bugün üzerinde durmamız gereken ülkemizin bilim seviyesini yükseltmenin yollarını arayıp bulmaktır. Bunların başında yapılması gereken bilime ve bilim insanına değer vermektir. Hayatın merkezinde bilimin olduğu, her yolun akademiye çıktığı, akademisyenlerin bilimden başka kaygılarının olmadığı, aileleri ile rahat ve verimli yaşayabilecekleri, ekonomik endişelerden uzak yaşayacakları bilim üssü şehirler kurmaktır.
Rusya devlet kararıyla bilim kentleri inşa etmiştir. Bunlardan bir tanesi "Akademik Şehir" anlamına gelen Akademgorodok kentidir. Sibirya'nın eğitim ve bilim merkezidir. Akademgorodok'un nüfusu 100.000'in üzerindedir ve bünyesinde 40'ın üzerinde araştırma enstitüsü bulunmaktadır. Bunun gibi pek çok örnek kentleri vardır. Buradaki yaşamın merkezinde bilim vardır, bilim insanı vardır. Bir başka örnek bilim şehri statüsüne sahip olup önemli bir uzay endüstri merkezi olan Korolyov'dur. Bu şehirde dünyanın en büyük uzay teknoloji şirketlerinden biri olan RKK Energiya ile Rusya Federal Uzay Ajansı'nın görev kontrol merkezi bulunmaktadır. Rusya'yı Rusya yapan ilimle barışık olmaları ve bilime gereken önemi vermeleridir.
Sözün özü bugün yapılması gereken insanımızın ülkemizin bilimsel seviyesini yükseltecek yollar bulmaktır, her vesileyle öğrencileri okuldan ve bilimden uzaklaştırmak değil…