Bir başka fay kırığı, kaybolan değerlerimiz
Dünya
Sağlık Teşkilatı, sağlığı tanımlarken bir insanda aynı anda beden ve ruh
sağlığının yanında sosyal iyilik halinin de bulunması gerektiğini ifade
etmektedir.
Dünyada iş gücü kaybına yol açan hastalıklar sıralamasında depresyon baş sıralarda gelmektedir. Rakamlar çok ürkütücü… Dünyada her gün binden çok intihar gerçekleşmektedir.
Serbest piyasa ekonomisi ile maddi kazanımlar temel gaye olunca, ruh sağlığı ve vefa duygusu ortadan kalkmıştır. Sonuç olarak ruh sağlığı da sosyal iyilik hali de zarar görmüştür.
Egonun
ön plana çıkması, zevke düşkünlük, insanı toplumdan hatta ailesinden
kopartmıştır. Kalabalıklar içerisinde yalnız insanlar ortaya çıkmıştır.
Bu hal insani değerlerin yok kabul edildiği toplumlarda, yıkıcı etkilerini daha önceden belli etmiştir. Kaliforniya Sendromu denilen tablo bu hali anlatmaktadır.
Yalnız ve mutsuz olan insanlar geçici hazları için, uyuşturucu tuzağına düşmekte ve bedenlerinin iflası söz konusu olmaktadır.
Dünyada
bu gelişmeler olurken ülkemizde de olanlar bundan farklı değildir. Ülkemizde
depresyon ilacı kullananların sayısı süratle artmaktadır. Bu rakam milyonlarla
ifade edilmektedir. Aile içi şiddet, mahkemeleri kilitleyecek seviyede artan
suç oranları herkesin gözü önündedir.
Değerlerimizin
kaybına paralel yaşanan gayri ahlaki, gayri hukuki ilişkiler toplumun
temellerini de çatırdatmaktadır.
Değer kayıplarının oluşturduğu fay hatları en az şehirleri yıkan deprem kadar hayatidir. Ancak maddi deprem herkesin ana gündeminde olmasına rağmen, insanı ve toplumu sarsan ve yıkan toplumsal deprem konusunda aynı şeyi söylemek mümkün değildir.
Bir tek Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın gündeminde değerler mücadelesi vardır. Kaybolan değerlerimiz ile ilgili yurdun muhtelif yerlerinde farkındalık ve çözüm etkinlikleri düzenlenmektedir. Vatandaşın yoğun ilgisini çeken bu gayret, sessiz fakat müşteki olan bu kalabalıkların sesi olmuştur.
Konuşmacı ve konuşulanları hayretler içerisinde izleyen bir dinleyici olduğum Kilis İcmal Gençlik Derneğinin tertiplediği “Kaybolan Değerlerimiz Sempozyumu” çok ciddi ses getirdi.
Sayın Baş’ın yaşam tarzına dair tespitleri, insanın nefs ve ruh terbiyesindeki Ehl-i Beyt temelli tavsiyeleri, toplumsal barış ve birliğe yönelik çalışmaları olmazsa olmazlarımızdır.
Hatta bizzat milli birliğimizi, milli güvenliğimizi ve bekamızı ilgilendirmektedir.
Her konuda olduğu gibi bu konuda da erken uyarı yapan ve çözümler üreten Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza minnetlerimizi sunarım.