“Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” 

“Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” 

Amerikan Merkez Bankası (FED), Türkiye’yi ekonomik kırılganlıkta birincilik koltuğuna oturttu.
Kırılgan ekonomi, bulutu görse hapşırık krizine tutulan bir sağlık durumunu gösteriyor. Hele bir de iklim koşulları değişirse, korumasız olan bünye çok çabuk hasta olacak ve sağlık koşullarında kritik bozulmalar zincirleme devam edecektir. İşte organizmanın sağlıklı yaşam koşulları ne ise, ekonomik yapının durumu ve akıbeti de bunun gibidir.
Siyasi iktidar ekonomideki göstergelerin bozulmasını hala doğru olarak okuyamıyor veya okuduklarını kamuoyundan gizlemeye çalışıyor. Her iki durumda da vekâlet alınan seçmen temsil edilememektedir.
....
Son günlerde AKP hükümeti sıkıntılı günler geçiriyor. Ekonomideki göstergelerin daha da bozulması ve hükümet içinde yaşanan iç kriz sonrası kirli çamaşırların ortaya dökülmesi sonucu ortalık, toz duman. Hükümet yaşanan bu gelişmeleri medya avantajından ve devlet imkânlarından hareketle kendi adına bir faydaya çevirmeye çalışıyor. Neymiş efendim, ekonomik krizin sebebi gezi parkı olayları imiş, 17 Aralık operasyonu imiş. El insaf! Bunlar sebep değil, sadece sonuçlardan bir kaçı.
Son tahlilde kurlar artmıştır, enflasyon yükselmiştir, faizler yükselmiştir. Bugüne kadar istatistik oyunları ile gösterilen ödemli büyüme sona ermiştir.
Ekonomi dar boğaza girdi demiyorum, ekonominin içindeki darboğaz saklanamaz hale gelmiştir. Bunun temel sebebi bellidir. Sorun yapısaldır, sisteme yani gidilen yola bağlıdır. Türkiye bu anlamda dışa bağımlı ve tam teslimiyetçi bir tutum sergilemektedir.
Şimdi sıkı durun! Türkiye “cari açık" sıralamasında dünyada ilk sırada. Bu açığı kapatabilmek, finanse edebilmek adına devlet adına olsun özel sektör adına olsun büyük dış borçların altına giriyor.
...
Bu konuda kıymetli okuyuculara John Perkins'in “Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları” kitabını öneririm. Kendisi de bu kurumlarda üst düzey çalışmış bir “ekonomik tetikçi”. Kurumsal anlamda IMF ve Dünya Bankası üzerinden bütün dünya haraca bağlanmış durumda. Dünyada paranın aktığı adres bir avuç Yahudi aile. John Perkins'in tespitlerinden bir tanesini paylaşmak istiyorum. “Dünyanın zenginliği aslında o yüzde 1'in de yüzde 1'inin kontrolünde. Bu sistem bir fiyasko. Kabaca dünya nüfusunun yüzde 5'ine sahip ABD, dünya kaynaklarının yüzde 25'ten fazlasını tüketiyor. Artık yeni bir model yaratmanın zamanı geldi”

Madem halkla paylaşılmıyorlar o halde ya iktidarın niyet sorunu vardır ya da kabiliyet, bilgi ve birikim sorunu vardır. Her iki durumda da vazife seçmene düşmektedir.
Yandaş medya, seçimden sonra yaşanacak baskılanmış ve örtülmüş ekonomik krize şimdiden kılıf aramaya çalışıyor. Siyasi gözle ekonomiyi yorumlamaya çalışıyorlar ancak artık minare kılıfa sığmıyor.
Dünya genelinde artık komünizm de kapitalizmde bitmiştir. İnsanlar bir çözüm arayışındadır. Bugün geçerli olan çözüm, Prof. Dr. Haydar Baş’a ait olan “Milli Ekonomi Modelidir”. Rusya bu modeli uygulamakta ve modelin kurallarını kanun haline getirmektedir. Milletimizin gözünü açması gereken günleri yaşıyoruz. Seçimler bir fırsata çevrilmelidir.