Bölgemizdeki işgal girişimleri gittikçe derinleşiyor
Ortadoğu bölgesindeki büyük çapta karışıklık ve sınırların yeniden çizilme süreci hızla devam ediyor.
11 Eylül 2001 tarihindeki ikiz kulelere yapılan saldırı ile sürecin tetiği çekilmiştir. Aradan geçen bu kadar zaman dilimine rağmen hala saldırının sorumluları konusunda fikir birliği yoktur. Bu konuda çok farklı spekülasyonlar yapılmaktadır.
Oysa daha ilk andan itibaren bu saldırı eylemi, Müslümanlara mal edilmiş, fatura İslam coğrafyasına kesilmiştir.
Büyük Ortadoğu Projesi, Arap Baharı hep bu sürecin ürünleridir.
Netice olarak pek çok İslam ülkesi tarumar edilmiştir.
Bunun yanında Müslüman halklar birbirine düşürülmüş iç kargaşa, devletlerarası savaş, büyük göç dalgaları bunu takip etmiştir.
Silah üreticisi ülkeler, yaşananları fırsata çevirerek ciddi miktarda üretim ve ticaret yapmışlardır.
Vatandaşının temel ihtiyaçlarından feragat eden ülkeler ise savunma adına yatırımlara girişmiş ve bağımlılık katsayılarını daha da arttırmışlardır.
Mezhep çatışması körükleniyor
Coğrafyamızdaki tansiyonu arttıran girişimlerden birisi de Yemen'e Suudi Arabistan'ın öncülüğünde yapılan saldırılardır. 10 Arap ülkesinin katılımıyla düzenlenen operasyonlar, 2015 yılından beri devam etmektedir.
Mezhep çatışmasını körüklemek isteyen güçlerin organize ettiği saldırı, her an boyutunu arttırmak için manevra yapmaktadır.
Yapılmak istenen Alevi, Şii, Sünni mezhep çatışmasını kişisel plandan, ülkeler çapına bütün coğrafyaya yaymaktır.
Suudi Arabistan'daki Aramco petrol tesislerinin bombalanmasını bu şekilde okumak gerekir.
Azalan petrol üretimi ve artan fiyatlar dünyada rahatsızlık oluşturmuştur. ABD'den gelen açıklamalar bu saldırının İran'a savaş açma gerekçesi olabileceği şeklindedir.
Ancak İran güçlü savunma sanayine sahip olduğu için ABD doğrudan cesaret edememektedir. Kendi adına vekâlet savaş görevini Suudi Arabistan'a vermek istemektedir.
Beri taraftan ABD'nin Suriye'nin kuzeyine yaptığı silah ve mühimmat desteğini yorumlamak gerekir.
Bir kere o kadar yığınak ve teknolojiyi kullanacak kadar PYD'li bile yoktur. Suriye Demokratik Güçlerine destek adı altında güya bölge halkının yanında yer alıyorlar. Oysa bu destek değil köstektir, Yahudilerin Arz-ı Mev'ud idealleri için bu insanlar basamak olarak kullanılmak istenmektedir.
Üzücü olan, gün gibi açık bu gelişmeler dikkatlerden kaçırılmaya çalışılmaktadır. Yöneticilerin çözüm adına yaptıkları, hazmettirme eyleminden öteye geçememektedir.