BOP, Türkiye ve Afgan Mülteci Göçü
11 Eylül 2001 tarihindeki hala gizemini koruyan ikiz kuleler saldırısı ile dünya yeni bir döneme girmiş oldu. Aslında bunu Prof. Dr. Haydar Baş hocamız her zaman olduğu gibi erken uyarı sistemi gibi kamuoyuna duyurmuştu. Her zaman olduğu gibi tarihe düşülen notun ne anlama geldiği o günlerde anlaşılamamıştır. Açıklama aynen şöyle idi.
"11 Eylül tarihi, ABD'nin küresel terör tanımını ve terörist yaklaşımını yenilemesini sağlayan bir milattır ve İslam coğrafyası için de bir dönüm noktasıdır. Bu tarihten sonraki gelişmelerde olayın faili olarak gösterilen Müslümanlar terörist ve İslam coğrafyası ise terör eylemlerini gerçekleştirecek İslamcı örgütlerin yetişme sahası olarak ilan edilmiştir. ABD'nin, bu olay ile ifşa ettiği İslam dini ve Müslümanlara olan yaklaşımındaki 'terör dini ve terörist' iddiası daha önce kurgulanmış bir senaryonun son aşamasıdır."
Evet, dünden bugüne yaşananlarının tanımı budur. Büyük Ortadoğu Projesi dönemin Amerika başkanı olan oğul Bush'un ifadesi "uzun yıllar sürecek bir Haçlı savaşı (Crusade)" olanca şiddeti ile devam etmektedir. Büyük Ortadoğu Projesi kapsamında bulunan İslam ülkeleri sürekli kan kaybediyor, güç kaybediyor. Terör ile bir arada anılan İslam algısı Müslüman halk bile tesir altında bırakılmıştır.
Müslüman halklarda kendi içinde birbirine düşürülmüştür. İslam ülkelerinin hali içler acısıdır. Bütün iç dinamikleri yerle bir edilen bu ülkeler adeta güdülmeye mahkûm hala getirilmek istenmektedir.
Son günlerde Afganlıların büyük çaptaki göçleri gündemdedir. Yaşanan bu göçler hem bu insanlar adına içler acısıdır hem de mülteci sorununa yeni bir halka olarak eklenmektedir. Bu yaşananlar da tesadüfü olmayıp küresel planın bir parçasıdır.
Afganlı göçmenler güya kaçak yollarla kitleler halinde ülkemize geliyor. Oysa resmi açıklamalar sınır gözetiminde sıkıntı olmadığı yönünde. Buna rağmen basın yayında boy boy mültecilerin fotoğrafları yayınlanıyor; Van da, hatta Niğde – Ankara Otoyolunda. Yetkililer bunu münferit hadiseler olarak açıklayabilirler. Peki, şimdi soralım, hangi ülkeye hükümetin izni olmadan bu çapta ve bu şekilde bir göç hareketi olabilir.
Acaba hükümetin Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nın güvenliğini sağlama görevini almasının yanında, mültecileri de kabul etme gibi bir anlaşması mı var?
Böyle bir anlaşma varsa kime ve neye hizmet gayesi güdülmektedir. Şu bilinmeli ki BOP'un büyük resminde görülen ülkemizin işgali ve büyük İsrail devletinin vücuda getirilmesidir.