Brüksel - Cenevre Ekseninde ‘Tır’ın İstikameti

Brüksel - Cenevre Ekseninde ‘Tır’ın İstikameti

Ülkemiz bir devlet gibi yönetilmiyor.

Kuzey Irak Kürt yönetimi ile petrol anlaşması yapılıyor, ardından başta ABD olmak üzere Irak merkezi hükümeti tarafından reddiye çıkıyor.

Tarih ve ideal birliği olan Suriye konusunda hükümet politikasının mantıklı bir izahı yoktur.

Sayın başbakanın olağandışı Brüksel ziyareti ve AB yetkilileri ile yapılan görüşmeleri iyi analiz edilmelidir. Erdoğan, görüşme öncesinde Türk vatandaşlarına Suriye yönetimine en sert muhalefet konuşmasını yaptı. Öyle anlaşılıyor ki, batıya bir mesaj vermek istiyor. O da bakın Müslüman Suriye yönetiminin yanında değiliz, haçlı batı destekli muhalefetin yanındayız. Sakın bunu görmezden gelmeyin demektedir.

AB ile görüşmelerde ülkemizdeki cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğu ve buna karşılık hükümetin yargı ve emniyetteki değişiklikleri gündem edilmiştir.

Avrupa Birliği (AB) Türkiye ile üyelik konusunda yeni başlık açmadığı gibi, süreçteki belirsizliği devam ettirmiştir.

Sayın başbakan tam bir çıkmazın içindedir. Batının dostluğu adına, sırt döndüğü İslam ülkelerini de kaybetmiştir.

...

Cenevre 2 konferansında ana gündem Beşar Esad’ın yönetimde kalıp kalmaması üzerine kilitlendi. Başta ABD olmak üzere müttefik ülkeler ve Suriye muhalefeti, savaşla başaramadığını barış masasında nasıl başaracak ki? Elbette bu mümkün değil. Halk bütün baskılara rağmen Esad’ı desteklemektedir. Görünen o ki nice liderler koltuklarını kaybedecek ancak Esad yönetimde kalacaktır.

Sayın başbakanın başı MİT’e ait olan tırlardan dolayı çok ağrıyacağa benziyor.

AKP Gaziantep milletvekili Ali Şahin'in kendi hesabından attığı şu tweet başbakan ve ekibinin nasıl rüzgâra kapıldıklarının göstergesidir. "Ha tır ve otobüsleri durdurmuşsunuz ha Kurtuluş Savaşı'nda cephelere cephane taşıyan Nene Hatun'u durdurmuşsunuz. Hiç bir farkı yok"

Ülkenin işgaline karşı kadın başına cephede mücadele veren bir milli kahraman ile İslam ülkesini işgal eden haçlılar aynı kefeye konabiliyor.

Özellikle değiştirilen MİT kanunu ile birlikte bütün sorumluluk sayın başbakanın uhdesindedir. Hatta bir tırın aranması bile başbakanın müsaadesi ile olmaktadır. İşin garip tarafı her fırsatta MİT Yasası’nın 26. maddesine göre eğer MİT’e ait herhangi bir işlem yapılacaksa Başbakan’dan izin alınması gerektiği ifade edilerek dikkatler başbakana çekilmektedir.

İcraatlarıyla kendini hukukun yerine koyan başbakan için ‘Tır’lar sonun başlangıcı olabilir.