D.Mehmet Doğan ve Atatürk düşmanlığı

D.Mehmet Doğan ve Atatürk düşmanlığı

Bugüne kadar Atatürk hakkında çok şey yazıldı ve konuşuldu. Öğrendiklerimiz her defasında aklımızı daha çok karıştırdı. Çoğu zaman hangi Atatürk deme ihtiyacı hissettik.
Atatürk olsun ailesi olsun haklarında ne demediler ki…
Ancak burada gündem edilen sadece Atatürk değil, Atatürk’ün şahsında Türk milleti ve Türk devletidir.
Nitekim başardılar da…
Atatürk hakkında yapılan planlı söylemlerle milletimizi kamplara böldüler.
...
Atatürk’ün gerçek kimliği ortaya çıktıkça milletteki gerilimin de düştüğünü görüyoruz. Bu sevindirici bir gelişmedir. Fakat ne yazık ki çatışmadan beslenenler gelişmelerden rahatsız oluyorlar.
D.Mehmet Doğan bunlardan bir tanesidir. Akit gazetesinde yazdığı makalede kafasının iyice karışık olduğunu görüyoruz. D.Mehmet, Atatürk'e sahip çıkmak son döneme kadar çok karlı bir alandı diyor ve Haydar Baş beyin Atatürk’e sahip çıkışını hem idrak edemiyor hem de hicvetmeye kalkıyor.
Evet, Atatürk o kadar çok saldırıya maruz bırakıldı ki, maalesef sahipsiz kaldı. Atatürk’e sahip çıkmak da Haydar Baş ve kadrosuna nasip oldu.
...
Toplumun hafızası karışmış haldeyken, her müzmin mesele gibi, Atatürk konusunu da Prof. Dr. Haydar Baş bey masaya yatırdı. Oynanan oyunları deşifre etti.
Oyun şuydu:
Bir kesim Atatürk’ün dinsiz olduğunu savunacak, diğer kesim ise dinsiz olarak tanıtılan hayali Atatürk’e saldıracak. Birileri devlet adına savunma yaparken, birileri de din adına saldırıda bulunacak. Neticede hem devlet, hem de din mahkûm edilmiş olacak. Gerçek dindarlar dışlanacak ve devlete sahip çıkamayacaklar.

Sayın Baş, gerçek Atatürk'ün kim olduğunu ortaya koydu. Onun soy ağacını, hayatını, Seyyid ve Şerif ana babadan gelişini, Kur’an hafızı oluşunu, bir cihat Müslümanı olduğunu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşunu Hacıbektaş’da dergahta Cemalettin Çelebi hazretleri ile birlikte kararlaştırdıklarını, hilafeti kaldırmayıp TBMM'in uhdesine teslim edişini gün ışığına çıkarmıştır.

Sayın Prof.Dr.Haydar Baş Bey Atatürk hakkında kaynaklar göstererek konuşurken, D.Mehmet Doğan Atatürk hakkındaki iddialar üzerine bir makale yazmış; zaten niyeti burada ortaya çıkıyor. D.Mehmet Doğan’ın dedikodu mantıklı yaklaşımının hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.

D.Mehmet Doğan İslam’dan da bihaber. Yazısında Ehl-i Beytten bahsederken haklarında Ayet-i Kerime olmasına rağmen Ehl-i Beyt için genel bir ifade kullanmış, kendinin İslami usul ve esastan mahrum olduğunu göstermiştir.

Atatürk’ün hayatında din yok derken, yine aynı dar ve yanlı bir bakış açısına sahip olduğu görülmektedir. Bakın bir örnek olsun diye kültür bakanlığının internet sitesinden Atatürk ve İstiklal marşı konusundan alıntı yapalım.
“İstiklal Marşı, Mecliste müzâkere edilip, zamanın maarif vekili Hamdullah Suphi bey tarafından meclis kürsüsünden tekrar tekrar okunmuş ve ayakta alkışlarla kabul edilmişti.
Marşın bestelenmesi için, Ankara'da bir komisyon kurulmuş, bestelenecek mısraları seçilerek ilân edilmişti.
Komisyonun çalışmalarını yakından takip eden Atatürk, bu seçimi uygun bulmamıştı. İstiklâl Marşının uzun olmasında mutabakatını söyleyerek, okunduğu ve çalındığı zaman, herkesin uzun uzun ayakta tutulmasının elbette doğru olmadığını, ancak Marşın İstiklâl davamızı anlatışı cihetinden, büyük mânası olan, bilhassa şu mısralarının marştan çıkarılmasının doğru olmadığını söylemiştir.
“Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet
Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâl”