Doğal kaynaklarımız gözümüzden kaçırılıyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni bir doğalgaz rezervi keşfedildiğini açıkladı. Yeni bir doğalgaz kaynağı bulunması gayet sevindirici bir haber ama ben bu tarz açıklamalar karşısında öğleden sonra günaydın diyorum. Çünkü bunlar sürpriz bilgiler değil malumun ilamı da diyebiliriz.
Sadece bu kaynak mı, Türkiye'nin bir petrol denizi üzerinde olduğundan, dünyanın sayılı altın madeni yataklarına sahip olduğundan haberimiz var. Bir tek Gümüşhane’deki altın rezervi ile 100 yıl Türkiye’ye bakılabileceğini bile biliyoruz. Toryum konusunda, bor konusunda çok zengin rezervlerimiz olduğunu da biliyoruz. Biz bütün bunları Prof. Dr. Haydar Baş hocamızdan biliyoruz. İnternette arama motorlarına bakın, 2013 yılına ait YouTube'da hocamızın bir konuşması var, Türkiye'nin 3 katrilyon dolarlık yeraltı rezervi olduğunu söylüyor. Haydar Baş hocamız bu bilgileri kamuoyu ile paylaşırken sayın hükümet ülkemizde maden olmadığını iddia ediyordu.
Hükümet bununla yetinmedi keşfedilmiş stratejik öneme sahip maden varlıklarını yabancılara peşkeş çektiler. Özellikle 2004 yılında çıkarılan maden kanunu ile bir adım daha atarak yabancı sermayenin önünü açtılar. 2007 itibariyle Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı ortaklı şirketlerin sayısında patlama yaşandı.
Hükümetin madenler konusunda notları kırık, bakın bir örnek daha verelim.
Haydar Baş hocamız maden varlıklarından hareketle Milli Ekonomi Modeli çerçevesinde devlet millet ortaklığıyla hem devletin bekasını sağlamak hem de milletimizi zengin, devletimizi güçlü yapmak için projeler ortaya koydu. Nasıl olduysa Türkiye'nin her tarafında bir dedikodu başladı. Neymiş efendim, Lozan'da gizli bir anlaşma maddesi varmış, 2023’e kadar madenler çıkartılamaz işletilemezmiş. Haydar Baş hocamızın dilinde tüy bitti. BTP kadroları dur durak bilmeden anlattı durdu. Yalan dedi böyle bir madde yok. Ama atı alan Üsküdar’ı geçti. Milletimizin geleceğine ipotek koydular. BTP Genel Başkanı Sn. Hüseyin Baş geçen gün bir tweet atmıştı, 2023’e şu kadar gün kaldı diye. Bakalım bu gizli madde gün ışığına çıkacak mı, bu madde değil ama onların yalanları aleniyet kazanacak.
Ülke olarak bizim yeraltı zenginliği diye bir sıkıntımız yok; bütün sıkıntı bir usta yok, bir model sahibi bir proje sahibi yok. O yüzden un ve şekerin helva olması için Milli Ekonomi Modeline, Sosyal Devlet Milli Devlet projesine ihtiyacımız vardır. Bunu hayata geçirecek BTP lideri Hüseyin Baş ve BTP kadrolarına ihtiyaç vardır.
Ülke olarak zenginliğimiz sadece madenlerle sınırlı değildir. Hafta sonu Şanlıurfa'da, ilçelerinde inceleme ve görüşmelerimiz oldu. Sadece Siverek 400 bin nüfusa ulaşmış bir ilçemiz. Esnaf ziyaretleri yaptık, toplantılar düzenledik, görüşmelerimiz oldu. Bölge insanı, Güneydoğu Anadolu projesini (GAP) hatırlattı. Bizim çocukluk yıllarımızdan itibaren işittiğimiz bir proje bu. Çok eskilere dayanıyor. Fakat maalesef bu proje hâlâ tamamlanmadı. Hatta Tarım bakanı Sn. Pakdemirli bile GAP'taki sulama şebekelerinin yarısının bittiğini itiraf ediyor. Tarımın önemini Rusya Ukrayna savaşı ile daha iyi görmüş olduk. Rusya bütün dünyayı bir buğday tanesi ile diz çöktürdü. Tarım bu kadar stratejik bir sektördür. Bizim toprağımız var, suyumuz var, güneşimiz var, bunları işleyecek genç nüfusumuz var, pazarımız var ama bütün bunlar yan yana getirilip tarımda hayvancılıkta ayağa kalkamıyoruz. Bilakis bu kadar vardan kocaman bir sıfır elde ediliyor. Bunun izahını iyi niyetle yapmak hiç ama hiç mümkün değildir.
Toplam 1 milyon 58 bin hektarlık bu sulanabilir arazinin yarısının hala sulama şebekeleri bitirilememiştir. Bu kadar zenginlikten, fakirlik çıkartan iktidarın maden açıklaması yapması suç bastırmaktan başka anlama gelmez.
Bakın asıl bilinmesi ve alkışlanması gereken bir bilgiyi paylaşalım.
Güneydoğu Anadolu projesinin temelinde Fırat ve Dicle nehirlerinin sularından faydalanma fikri vardır. Bu fikrin sahibi Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Gerçekten fakirlikten kurtulmak mı istiyoruz. Bunun yolu bağımsızlığı karakter edinmekten geçer.