Ekonomi Affetmez

Ekonomi Affetmez

Ekonominin nabzı makro ve mikro ekonomik göstergeler ile
tutulur. Oysa vatandaş açısından ise, esas olan, döviz kuru olmuştur. Bu kabul
kendiliğinden oluşmadı. AK parti hükümeti özellikle döviz bahsini esas alıyor
ve istikrar vurgusu yapıyordu. Döviz kurunun uzun yıllar sabit kalması
vatandaşın siyasi tercihini birebir etkiledi. Seçmen ne yapalım, bari istikrar
bozulmasın dedi durdu...

Sürekli ekonominin altı boşaltıldığı için beklenen
gerçekleşti ve döviz kurlarında patlama meydana geldi. Yabancı para
birimlerinin değer kazanmasından ziyade, Türk lirası değer kaybediyordu.

Ne oldu da, ekonomi gittikçe batağa saplanıyordu… Hangi
birinden bahsedelim, dalgalı kur sistemi ile her an gelebilecek bir ekonomik
saldırıya karşı koruma kalkanları etkisiz hale getirildi.  Mülteciler için sınırlarımızda açık kapı
politikasını uygulamak aynı anlama gelmektedir. Kim ne zaman gelecek bu belli
olmaz.

Savaş denince aklımıza askerin postalı gelir, oysa
günümüzde savaş kavramı çapını alabildiğine genişletti. Ekonomik savaş
günümüzde en etkili savaş taktiği olarak dünya gündeminde. Bakın size iki savaş
örneği verelim. Birincisi ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşları, bir diğeri
ise ABD'nin İran'a uyguladığı ekonomik ambargo. Çok önemli olan bu iki savaş da
ekonomi üzerinden yürüyor.

Bütün bunlar yaşanırken ülke olarak biz ne durumdayız?

Maalesef iktidarı elinde tutanlar, koltuklarını beka
meselesi olarak görerek icraat yapıyorlar. Tarım ürünlerinde kendine yeten
ender ülkelerden biriydik. Ancak günümüzde samandan pirince kadar neredeyse
bütün tarım ürünleri ithal ediliyor. Hayvancılık hak getire; etler de dışardan
geliyor, hatta nereden nasıl getirildiği bile şaibeli.

Merkez bankasının içine düştüğü durumu sağır sultan bile
biliyor. Uzmanların açıklamasına göre Merkez bankasının döviz rezervleri eksiye
düşmüş durumda. Hatta kendine ait olmayan Swap yoluyla elde ettiği dövizleri ve
emanet olan zorunlu karşılık dövizlerini bile harcamış durumda. Hükümet, devlet
ve milletin beka riski katsayısını arttıran bu icraatları neden yapıyor. Her
dönemde bunun bir izahı var. Şimdi de 23 Haziran tarihinde planlanan İstanbul
yerel seçimleri için bu risk alınıyor. Döviz kuru artmasın diye piyasalara
müdahale ediliyor. Para bulmak için buyruk alınıyor. Düşünebiliyor musunuz,
bugün bile hala Rusya'dan alınacak olan S-400 füzeleri alınacak mı, alınmayacak
mı kamuoyunda bunun tartışmaları yapılıyor. Bunun temel sebebi ekonomideki kötü
tablo ve özellikle sıcak parada yaşanan darlık.

Gelelim temel yanlışlığa. Günü kurtarma adına bugüne
kadar ekonomideki hastalıklar saklandı. Hastalık saklanınca çare ve çözüme de
sırt dönüldü. Ne olursa olsun ekonomi affetmez; böylece beklenen acı gün geldi
çattı. Dünyada yaşanan kavganın ve savaşın her türlüsünü hep birlikte yaşıyor
ve izliyoruz. Komünizm bittiği gibi, liberalizmin de vadesi dolmuştur;
yaşananlar uzatmalardır. İnsana rağmen bir sistemin ayakta kalması mümkün
değildir.

Geçerli olan sistem Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza ait
olan Milli Ekonomi Modelidir (MEM). BRICS devletlerinden sonra diğer devletler,
MEM’in bir tarafından tutarak ayakta kalmaya çalışıyor. Şimdilerde ise,
İngiltere İşçi partisi MEM’deki para dolaşımını bir video tanıtım filmi ile propaganda
etmeye başladılar.

Ne diyelim herkes gider Mersin'e biz gideriz tersine.