Ekonomik Beklentiler ve Sorunların Derinleşmesi: Mehmet Şimşek'in Döneminde Ne Bekleniyor?
Yeni kabine ne vaat ediyor? Kronikleşen sorunlara gerçekten bir çözüm niteliği taşıyor mu? Türkiye'nin karşı karşıya olduğu sorunlar oldukça derin ve kronikleşmiş sorunlardır. Seçim sürecine baktığımızda, milletin algısı manipüle edildi ve ekonomik problemlerin olmadığı bir yanılsama oluşturuldu. Ekonomik bunalımı örtbas etmek için terör, beka sorunu veya FETÖ gibi konular gündeme getirildi. Tüm bunların esas amacı, ekonomik sıkıntıları gözden kaçırmaktı ve hükümet bunu başardı.
Bu taktikler aslında batıya özgü olan ve ölü makyajıyla ünlü bir yöntemdir. Birisi öldüğünde makyaj yapılır ve öyle defnedilir. Maalesef, ülkemizde de batıdan gelen bu makyaj tekniği geniş bir alan kaplamaya başladı. Ekonomi gerçekten zor durumda. Pazarlara gidenler bunu görür. Bu sene yeni bir trend ortaya çıktı. Semt pazarlarında karpuzlar 4 dilime ayrılmış olarak satılıyor. Artık dörtte birlik karpuzlar, lahanalar satılıyor. Eskiden kilo ile alışveriş yapılırdı, sonra bu yarım kiloya düştü. Yarım kiloluk ürünler bile pahalı. Domates, patates, soğan gibi ürünlerin fiyatları çok yüksek. Bu sene durum daha da vahim hale geldi. Artık meyveler ve sebzeler tek tek alınıyor. Yani AKP'nin liderliğindeki süreçte mali durumumuz içler acısı. Yeni cumhurbaşkanı kabinesindeki isimlere bakıldığında ekonomi hükümetin ana gündem konularından birisi olarak görülüyor.
Ülkeleri ekonomik koşullarına göre değerlendiren Hanke'nin Yıllık Sefalet Endeksi açıklandı. Dünyanın "en sefil" ülkesi Zimbabve oldu. 157 ülkenin yer aldığı bu listede Türkiye, sefaletin en yüksek olduğu 10. ülke olarak sıralandı. Bu enflasyonist ortamda ekonominin yürümesi mümkün değil. Hükümet bunu görüyor, Erdoğan da görüyor. Peki, nasıl yapacaklar? Birçok yöntemi denediler, ancak sonuç alamadılar. Bu defa yeniden serbest piyasa ekonomisinin temel prensiplerine dayalı Ortodoks ekonomi uygulamasına dönülüyor.
Ekonominin başına eski maliye bakanlarından Mehmet Şimşek yeniden getirildi. Daha önce hükümetin neredeyse kovarak gönderdiği biri olarak hafızalarda yerini koruyor. Kendisi batı ekonomisi, serbest piyasa ekonomisi uzmanı bir kişidir. Bu tercihle birlikte Erdoğan'ın kendi ekonomi sistemim dediği yamalı bohça ekonomi siyasetinden geri dönülmüş oldu. Bu durumda, ekonomide belirsizlikle dolu yap-boz stratejisi uygulanmaya devam ediliyor.
Şimdi vatandaştan daha fazla vergi alınacak, piyasalardaki hareket azalacak. Bu durumda hem pahalılık hem de piyasada durgunluk söz konusu olacak. Mehmet Şimşek döneminde uygulanacak vergi politikaları ve ekonomik reformlar ile halkımızı kemer sıkacağı günler bekliyor.
Elbette bu tercihler milletin kendisine aittir ve biz hükümetin, bakanların ve Mehmet Şimşek'in başarılı olmasını isteriz. Ancak bizim asıl meselemiz, milletin nasıl rahata kavuşabileceği, devletimizin nasıl bir yaşam ortaya koyabileceği konusudur.
Bu noktada çözüm yolu bellidir.