Ekonomik Buhrana Karşı Çözümümüz Var

Ekonomik Buhrana Karşı Çözümümüz Var

Ekonomik Buhrana Karşı Çözümümüz Var
Bugün dünya, tarihte benzeri az görülen bir ekonomik savaşın içindedir. Bu savaşın merkezinde enerji politikaları, tarım ürünleri, stratejik madenler ve dijital egemenlik mücadeleleri yer almaktadır. Özellikle ABD, Çin ve Rusya gibi küresel güçlerin arasındaki gerilim ön plandadır. Mücadele Rusya - Ukrayna Savaşı, Tayvan krizi, enerji ambargoları ve tedarik zinciri kısıtlamaları ve vergilendirilme üzerinden ilerlemektedir.
Amerika Birleşik Devletleri, Çin'in yükselişini sınırlandırmak adına gümrük tarifeleri, çip ambargoları ve teknoloji yasakları ile savaşı ekonomik sahaya taşımıştır. Öte yandan Çin, “Kuşak ve Yol” projesiyle dünyanın dört bir yanındaki ülkeleri kendi ekonomik yörüngesine çekmeye çalışmaktadır. Rusya ise, özellikle enerji kaynaklarını bir dış politika aracı olarak kullanmaktadır. Ukrayna Savaşı bu anlamda bir tatbikat sahası olmuştur. Şöyle ki; bu çatışma toprak savaşının yanında gıda, enerji ve güvenlik politikalarını da şekillendirmiştir. 
Bu tablo göstermektedir ki, artık dünya silahlarla değil, ekonomilerle savaşmaktadır. Dünya ekonomisinin grift hali, bu savaşı bütün dünyayı içine almaya aday hale getirmektedir. Başta ABD borsası olmak üzere, dünya piyasalarındaki keskin düşüşler 1929 Dünya Ekonomik Buhranı’nı andırmaktadır. Bu da bütün dünya için alarm zillerinin çalması demektir. 
Küresel Krizlerin Göbeğinde, Türkiye'nin Yerli ve İnsanî Ekonomi Modeli
İşte tam da bu noktada, Türkiye'nin elinde büyük bir imkân ve stratejik bir çözüm vardır: Milli Ekonomi Modeli. Prof. Dr. Haydar Baş tarafından ortaya konan bu model, kapitalist ya da sosyalist sistemlerin dışına çıkarak tam bağımsızlık esasına dayalı bir ekonomik anlayıştır. Modelin temelinde devlet, “Milli Devlet, Sosyal Devlet” olarak yeniden tanımlanmaktadır. Modelin finansal sistemi, dış borca dayanmayan, kendi iç kaynaklarını esas alan bir yapıdadır. Vatandaşa doğrudan alım gücü kazandıran, sosyal destekleme sağlanmaktadır. Tüketimi engelleyerek piyasaları durdurmak değil, bilakis tüketiciyi destekleyerek üretimi teşvik etmek modelin temel esaslarındandır. Bu yönüyle model, insan merkezli ve sosyal adalet odaklıdır.
Bu model, dışa bağımlı finans sistemlerinden kurtularak, milletin emeği ve devletin iradesiyle güçlü bir ekonomi inşa etmeyi hedefler. Bugün küresel krizin yıkıcı dalgalarına karşı savunmasız olan pek çok ülke, kendi çözümlerini ararken, Türkiye'nin hazır ve uygulanabilir bir modeli var. Bağımsız Türkiye Partisi programında yer alan bu model sadece siyasi proje değil, aynı zamanda ülkemizin ekonomik bekası için tarihî bir zorunluluktur. Çünkü biliyoruz ki; ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülkenin siyasi bağımsızlığı da uzun ömürlü olamaz. İzmir İktisad kongresinde (1923) Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi "Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa meydana gelen zaferler devamlı olmaz, az zamanda söner.”
Bugün dünyada yaşanan bu büyük ekonomik depremler karşısında, Türkiye’nin rotasını belirleyecek olan Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza ait olan Milli Ekonomi Modelidir. Ve biz bu politikayı hayata geçirecek bilgiye, iradeye ve modele sahibiz.