Erivan – Şam – Atina

Erivan – Şam – Atina

Ülkemizde neler oluyor? İçerde ve dışarda ciddi anlamda değişim rüzgârları esiyor. Dost düşman kavramları birbirine karışmış durumda. Dış politika iç politika kavramları da artık birbirinin tamamlayanları durumunda. Birinin diğerinden pek de farkı kalmadı.
Bakın değişimle ilgili örnekler verelim. Bakalım da nereye gittiğimizi görelim. Yarınlarımızı tahmin etmeye çalışalım.
Dışişleri bakanı Davutoğlu Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) örgütünün toplantısı için Ermenistan’daydı.
Davutoğlu, “Şam’a gidemiyoruz” dedi. Ortak kültür ve tarih birliğimiz olan Şam’a gidemeyen sayın hükümet, uygulamalara bakıldığında, düşmanlıkta zirve yapmış bir Erivan’a rahatça gidebiliyor. Bu mesaj ile ülkemizin dış politikada nasıl makas değiştirdiği görülmektedir.
Davutoğlu protestolar sebebiyle otelin arka kapısından girmek zorunda kaldı, buna rağmen konuşmasında şaka gibi Ermenistan’ın misafirperverliğine teşekkür etti.
Bayrağımızın yakıldığı, ulusal gururumuzun incindiği ve doğu anadolu bölgesinin açıktan kendilerine ait olduğu iddiasının gölgesinde bu teşekkür ne anlama geliyordu?

Davutoğlu, konuşmasında üç hedefleri olduğundan bahsetti.
1. Türkiye-Ermenistan sınırının açılması.
2. Azerbaycan- Ermenistan ilişkileri.
3. Dünyanın neresinde olursa olsun Türk-Ermeni ilişkilerinin ortak bir zemine kavuşturulması.
Gelin bu hedeflerin ne anlama geldiğini irdeleyelim…
Ermeniler ve Ermenistan ile aramızdaki sorunun kaynağı, biz değiliz. İddia sahibi onlar. Özellikle Osmanlının son döneminde tehcir ile soykırıma uğratıldıklarını iddia ediyorlar. Çözüm olarak da 4T talepleri var. Yani soykırım iddialarının kabul edilmesi ve vatan topraklarımızın Ermenilere verilmesi.
Şimdi soralım sayın bakan ortak bir zemin hedefi koyarken ne demek istemektedir?
Soruya daha kolay cevap verilebilmesi için Ermenistan'a giderken Sayın Davutoğlu’nun "Tehciri benimsemiyoruz, gayri insani bir uygulama " açıklamasını hatırlatmak istiyorum.

Sayın bakan bununla da kalmadı.
Davutoğlu Yunanistan’a gitti. Öyle ya sıfır sorun diye yola çıkanlar seçimlerin yaklaştığı şu günlerde kamuoyuna görüntü verme ihtiyacı hissettiler. Hedef, komşularla sıcak bir görüntü verebilmek.
Doktora çalışmasını Yunan felsefesi ve Atina üzerine yapmış olan Davutoğlu tam bir Atina hayranıymış meğer. Sadece ifade değil, aynı zamanda ispat da ediyor sayın bakan.
Davutoğlu’nun ifadeleri kendisine yakışır yakışmaz onu bilemem ancak yaptıkları temsil ettiği Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir bakanına yakışmamaktadır.
Doğrusunu isterseniz biz Davutoğlu'nun kişisel inanç ve zevklerine karışmayız. Ancak sayın bakan lütfen kişisel hukuku ile devlet hukukunu; kişisel inanç ve hayranlıkları ile milletin inanç ve değerlerini karıştırmasın lütfen.