Geçmiş üzerinden gelecek projeksiyonu: Milli Mücadele
Kilis’imizin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yılını kutluyoruz. 7 Aralık 1921 Kilis’in Fransızlardan kurtarılmasının yıldönümüdür. Bugünün anlamını kavrayabilmek için konuya daha geniş açıdan bakılmalıdır. Bu günleri en güzel ortaya koyan ise bizzat milli mücadelenin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk'ün "Nutuk" eseridir. Bakın Gazi durumun genel görünüşü hakkında neler söylüyor. Osmanlı devletinin içinde bulunduğu grup dünya savaşında yenilmiştir. Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış durumdadır. Memleketin her yanında, hristiyan unsurlar gizli ve açık kendi arzu ve isteklerinin gerçekleşmesi için devletin, bir an önce çökmesine çalışıyorlar. İstanbul Rum patrikhanesinde kurulan Mavri Mira heyeti şehir merkezlerinde çete kurmak ve idare etmek, mitingler ve propagandalar yapmakla meşguldür. Özetin özeti budur. Sadece Kilis değil Güney Anadolu ve bütün yurt işgal altındadır.
Kiliseler silah deposu haline gelmişti. İşgal harekâtı batıdan alınan borçlar bahane edilerek gerçekleştirilmişti. Sevr haritası uygulanmak isteniyordu.
Bütün bu işgal girişimlerine karşı Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Savunma hattı yoktur, savunma sathı vardır. O satıh bütün vatandır” yaklaşımı ile ortada sadece bir il, bir ilçe, bir bölge yok var olan vatandı. Bu bakış açısı ile ülkemize biçilen kefeni Kilis üzerinden, Kilis'te yaşananları da ülke geneli üzerinden değerlendirebiliriz.
Şark projesi Türklerin Anadolu toprakları üzerinden toptan sürülme hesabıdır. Dedikleri şu: sizler Orta Asya'dan geldiniz. Oraya gitmelisiniz diyorlar. Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında, Osmanlının hinterlandı olan toprakların işgal edilmesi günümüzün en büyük emperyalist gücü olan ABD ve partnerleri tarafından gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır.
Gelinen noktada kendi nüfusundan daha fazla Suriyeli nüfusuna sahip Kilis'ten bahsediyoruz.
Şehrin demografik yapısı tamamen değişmiştir. Bu kişilerin statüsü hala net değildir. Belirsizlik süregelmektedir.
Ekonominin düştüğü durum esnaf, tacir ve sanayiciyi ciddi anlamda hırpalamıştır.
Ekonomideki ve yönetimin uyguladığı siyasetteki belirsizlik insanımızın elini kolunu bağlamıştır.
Kilis Postası Tv You tube kanalında kurtuluşun 100. yıldönümü münasebetiyle yapılan kutlama programında akademisyen, sivil toplum örgütü başkanları, basınımızın güzide mensupları, araştırmacı yazarlar konuşma yaptılar. Dikkat çeken bir hususun altını çizmek gerekir. Allah bir daha böyle bir işgal gününü göstermesin temennisinde bulundular. Daha önceki kutlamalarda karşılaşmadığımız bir bakış açısı bu. Neden bu duygu ve düşünce gündeme gelmiştir? İşte tam da bu noktada durmak ve durum değerlendirmesi yapmak gerekir. Bu ses halkın sesi, bu ses dip dalganın sesi olması açısından önemlidir.
Kurtuluş günleri niçin anılıyor,
1. Milli kimliğin sağlamlaştırılması ve aidiyet hissinin güçlendirilmesi
2. Tarih tekerrürden ibarettir, kaidesince olası bir tehlikeye karşı güvenlik bakımından tedbirli olmak.
Kilis'in kurtuluşunun 100. yıldönümünü 7 Aralık Üniversitesi tarafından da bilimsel aktiviteler ile anıldı. 2 gün süren çok değerli bilimsel çalışmaların sunulduğu kongre konuşmaları oldukça önemliydi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Güney Anadolu'nun verdiği mücadelenin her karesi mutlaka bilinmeli ve gelecek nesillere aktarılmalıdır.
Gerek Kilis postası gerekse 7 Aralık Üniversitesi tarafından onlarca konuşmacının tebliğ ve konuşmalarında ortak düşüncelerden birisi şu: Milli mücadelede en az diğer komşu iller kadar mücadele veren Kilis'in isminin "Yiğit Kilis" olarak güncellenmesidir.
Bugün Kilis'in düşman işgalinden kurtuluşunun 100. Yıldönümünde başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Kuvayı Milliye'nin şehit ve gazilerini minnet ve rahmetle anıyoruz. Bir daha o işgal günlerini yaşamamak için ayık ve uyanık olmalıyız Gözü aziz vatan topraklarımızda olan şer güçler her türlü kılığa girebilirler, dedelerimizin babalarımızın bize emaneti olan vatanımızı bizden sonraki nesillere en donanımlı şekilde devretmenin azim ve kararlılığında olunmalıdır.
Bu anlamda ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz kuralı gereğince hareket edilmelidir. Bizleri el çabukluğu ile aldatmaya çalışan algı operasyonu yapanlarla değil, proje sahibi olanlarla birlikte olunmalıdır.