Gizli Din Taşıyanları Tanıyor musunuz?

Gizli Din Taşıyanları Tanıyor musunuz?

Günümüzde yaşananlar akıllara zarar veren cinsten. Buna akıl tutulması mı diyeceğiz. Evet, aklı tutulanlar var ama akıl tutulmasını yönetenler de var. Bunlar kimler ve ne yapmak isterler.
Gelin bir beyin fırtınası estirelim.
 
Milletin Bütünlüğüne ve Devlete Kastedenler Acaba Gizli Din Taşıyanlar Mıdır?

Bu konuda yazılmış eserler ve çevrilmiş sinema filmleri, TV dizileri var. Yunan yazar Yorgo Andreadis’in ‘Gizli Din Taşıyanlar’ kitabı bu konuda örnektir. 
Anlatılanlar Karadeniz bölgesinde yaşanır. Doğu Karadeniz bölgesinde yaşayan bazı Rum köylüleri 1650’lerde toplumda yer edinebilmek ve imtiyaz elde etmek için Müslüman görünürler. Ancak bu kesimler, Hristiyanlık inancının gereklerini de yerine getirirler. Bunlar gizlice vaftiz olurlar, sadece birbirleriyle evlenir, ölülerini Müslüman mezarlığına Hıristiyan usulüne göre defnederler. O günün koşullarında her köyde câmi yoktur. Bu durum gizli din taşıyanların işine gelir. Cami olan yerlerde ev ahalisi nöbetleşe camiye giderler. Ramazan aylarında perhiz tutarlar, hatta bazı imamlar bizzat gizli papazdır. Evlerinin altında gizli ibadet yerleri, şapelleri vardır.
Dönem dönem gizli olan bu gerçekler aşikâr olur. Özellikle Osmanlı devletinin zayıfladığı dönemlerde işgal yıllarında mızrak çuvala sığmayacaktır. Bazıları gizlenmeye devam etse de bazıları kendini açığa vurmuşlardır. Bizans’ın son dönemlerinde bölgedeki diğer topluluklarla karışarak Rum adını alan Ortodoks kitle,  30 Ocak 1923’te imzalanan mübadele sözleşmesiyle Yunanistan’a göç ederler. Ancak dinlerini gizleyenler ve göç etmeyen gayrimüslimler elbette vardır, var olacaktır. Meselenin can alıcı noktalarından bir tanesi, bu kişilerin birbirini çok iyi tanımaları ve kadrolaşma içinde olduklarıdır. 
Burada şu temel soruyu sormanın zamanı gelmiştir, milletin bütünlüğüne ve devlete kastedenler acaba gizli din taşıyanlar mıdır?

Kim bunlar?
Bunları nasıl deşifre edeceğiz?
Akıl tutulması hangi atmosferde gerçekleştiriliyor?
Hangi yol haritasını kullanıyorlar?
Burada devreye konan yol haritası, ‘dinlerarası diyalog’ çalışmasıdır. Bu çalışmanın neticesinde gelinen nokta şudur: ‘Sen İslamlaşarak Türkleştirildin, hâlbuki sen Türk değilsin; Rumsun, Ermenisin, Keldanisin, Süryanisin’ diyorlar. Ve süreci kar topu gibi büyütüyorlar.  Millet mozaiği paramparça oluyor.
Şimdi etrafımıza daha dikkatli bakalım. Gaflette olanları, akıntıya kürek çekenleri uyaralım ki, asıl sorumlular dımdızlak ortada kalsın.