Gözün Aydın Türkiye
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyi daha yakından tanımak için onun icraatlarına bakılmalı. O çağa damgasını vuran lider bir şahsiyetti. O, dönemindeki bütün kronikleşmiş sorunların hal yollarını göstermiş bir çözüm insanıydı. O’nun ismi ve eserleri sadece ülkemizde değil bütün dünyada ses getirdi. O’nun Hakk’a yürüyüşü, kendi gönüllerimizden başlayarak, yurt içi ve yurt dışında ciddi yankı buldu. Yaşanan olaylar onun ne kadar önemli işler yaptığını ortaya koymaya devam ediyor, devam edecek.
O bir devlet adamıydı, lider şahsiyetti, çözüm insanıydı, babaydı, dosttu, arkadaştı. O sözün özü milletin ve devletin kendisiydi. O bütün bu sıfatları yaşayan ve yaşatan bir şahsiyetti. Ölçü insanıydı, hayatı ibadet mantığı ile yaşardı. O’nun hayatında bütün ölçüler oturmuştu. Hep bu duruş üzere eserlerini verdi. Hayatını hukuk içinde yaşadı, Allah'a verilecek hesaba da dikkat ederdi, devletin hukukuna da dikkat ederdi. “Her konuda size sahip çıkarım ancak hukuk içinde kaldığınız müddetçe” ifadesini unutmamız mümkün değildir.
Hocamız eserlerine sahip çıkardı. O kendi tespitlerini anlatanların mutlaka kaynak göstermesini isterdi. Fikir namusu da bunu gerektiriyor idi. O’nun en çok sahip çıktığı üzerine titrediği bir başka eseri, yetiştirdiği kadro idi. Bu insanların tek tek üzerlerine titrer, en ufak hatalarına bile müdahale eder, düzeltirdi. Aradan 6 ay zaman geçti. Bu zaman zarfında dikkat çeken bir başka husus daha var. O da yetiştirdiği kadro. Zaman geçtikçe kadronun, hocamızın emanetleri ile sımsıkı birlikteliği daha da belirginleşiyor.
Hocamızın Hakk’a yürüyüşünün ardından BTP Merkez Yönetim Kurulu tarafından oy birliği ile Av. Hüseyin Baş genel başkan seçildi. 18 Ekim 2020 Pazar günü yapılan Büyük Kongre ile de delegelerin bütün oylarını alan Av. Hüseyin Baş yeniden genel başkan olarak seçildi. 29 yaşında ülkemizin ve dünyanın sorunlarını bilen ve bunların çözümleri konusunda yetişmiş bir lider kazandı Türkiye. Hüseyin Baş konuşmasında çok önemli konulara değindi. Bunlarında birkaçına değinmek isterim.
Konuşmasının başında, Haydar Baş'ın oğlu olduğunu vurgulayarak onun yolunda yürüyeceğini, onun eserlerinin bekçisi olacağını, onun hayallerini gerçekleştirmek üzere siyaset yapacağını vurguladı.
Bir kere kongrenin mottosu çok yerinde idi ve oldukça ses getirdi, “Var bi hayalimiz”. Evet, genç yaşlı herkesi kucaklayan bir söylemdi bu. Kimin hayali yok ki sonra hayalsiz kim yaşayabilirdi. Bu hayallerin gerçekleşmesinin yolu gösterildi kongrede. Bu hayallerin çerçevesi de çizildi... Hüseyin Baş'ın hayalleri aslında yol haritasının deklarasyonu idi.
- Hayalimiz 'Tüm ümidim gençliktedir' diyen Atatürk'ün hayalidir.
- Birlik, beraberlik, kardeşlik içinde birbirini anlayabilenlerin yaşadığı bir toprak hayalidir.
- Hayalimiz 'Fakirlik suç sayılacak' diyen Oğuz Kağan'ın hayalidir.
- Hayalimiz 'Devletin dini adalettir' diyen İmam Ali'nin hayalidir.
- Hayalimiz 'Bizim dönemimiz başladı' diyen Haydar Hoca'nın hayalidir"
Hüseyin Baş genç, kararlı, cesur ve idealist bir lider. Kendini 24 yaşında Türkiye'nin bağımsızlığına adıyorum' diyen Deniz Gezmiş gibi kendimi 29 yaşında Türkiye'nin bağımsızlığına adıyorum sözü, onun bilinçli, gözü kara ve kararlı oluşunun da göstergesidir.
Konuşmasında seviyeli rencide etmeden muhalefet yapan Hüseyin Baş çözüm odaklı siyasetin adresi olduğunu da göstermiş oldu. Bir konunun daha altını çizmek isterim o da 29 yaşında genç bir liderin genç-yaşlı bütün kadroyu babasının bir emaneti olarak kabul etmesi ve bunu ilan etmesidir. Hüseyin Baş bey ülkemiz adına ve insanlık adına bir kazanımdır. İnsanlık namına bize düşen de ona sahip çıkmak, onun eli kolu ayağı olabilmektir.
Yolun ve bahtın açık olsun Hüseyin Baş, senin adımların ülkemizin kurtuluşunun da muştusu olacaktır.