Hz. İbrahim bu yaklaşımdan davacıdır
Cumhurbaşkanımızın eliyle ya Allah Bismillah denerek cumhuriyet tarihinin ilk kilisesi olan İstanbul'daki Mor Efrem Süryani Kadim Ortodoks Kilisesinin temeli atılmıştı. Şimdi de Sayın Erdoğan Lâ ilâhe illallah, İbrahim halîlullah halilullah diyerek kilisenin açılışını yaptı.
Bu okuduğunuz giriş cümlelerinde ifade edilen süreç içerisinde birçok sorunu barındırıyor.
100 yıllık cumhuriyetimiz boyunca gayrimüslimlerin kiliseleri onarıldı. Fakat bir tane olsun yenisi yapılmadı. Ne oldu da bugün bu yapıldı. Burada bir takım siyasi hesapların olduğu belli. Üstelik her fırsatta dini kavramları ağızlarında pelesenk etmiş bu kadronun siyaset yapacak diye halkın imanı ile oynamaya hakkı yoktur.
Konunun daha iyi anlaşılması için Kuranı Kerimden ayetlere başvuralım.
İhlas süresinde bakın ne buyruluyor: “O Allah tektir. Allah her şeyden müstağni ve her şey O'na muhtaçtır. O doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey O'na denk değildir.”
Hristiyanlık Tanrı'nın Baba, Oğul (İsa Mesih) ve Kutsal Ruh olarak üç ayrı kişi veya şahsiyet olarak var olduğunu öne sürer. Bu inanca göre, bu üç kişi aynı Tanrı'nın farklı yönlerini veya yüzlerini temsil ederler. İslam inancında ise bu tür bir üçleme veya çoklu tanrı inancı kabul edilmez. İslam dini, Allah'ın mutlak bir olduğunu ve herhangi bir eşi, ortağı veya benzerinin olmadığını öğretir. Bu nedenle, İslam dini kesin bir tevhid (Allah'ın birliği) inancına dayanır ve herhangi bir tanrısal ortaklık veya üçleme kavramını reddeder.
Gelelim Hz. İbrahim (as)’e Al-i İmrân Suresi 67. Ayetinde “İbrahim ne bir Yahudi ne de bir Hristiyan’dır. Fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir Müslümandı. Müşriklerden de değildi o.” Buyrulur.
Şimdi de diğer dinler konusunu konuşalım. Ali İmran Suresi 19 ayet ne diyor? “Şüphesiz Allah katında tek makbul din İslâm'dır. Ehl-i kitap, ancak kendilerine Peygamber'in hak olduğuna dair bilgi geldikten sonra, aralarındaki kıskançlık yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Artık kim Allah'ın ayetlerini inkâr ederse, şunu bilsin ki Allah, elbette hesabı çok çabuk görendir.”
Peki, diğer din mensuplarına yaklaşımımız nasıl olacak? Sorusuna gelelim. Kafirun Suresi'nin 6. Ayetinde Hz. Peygamber’i kendi dinlerine döndürmek isteyen putperestlere karşı “Sizin dininiz size, benim dinim banadır” buyrulur. Netice olarak dinler arasında uzlaşmanın olamayacağını gösterir. Zira dinleri uzlaştırmak, hak ile bâtılı uzlaştırmak anlamına gelir.
Dolayısıyla bir kilise açılışında Allah’ın ve Hz. İbrahim’in adının kafiye yapılarak anılması tarihi bir yanlışı içinde barındırmaktadır. Bu, toplumun algısını yönetmek, inancını saptırmak, dini bütünlüğünü tehdit ederek milli bütünlüğüne zarar vermek anlamına gelir. Yetmedi Fethullah Gülen’in Hz. İbrahim’de buluşalım diye ülkemizde başlattığı sonucu FETÖ kalkışmasına kadar giden dinlerarası diyalog faaliyetlerini yeniden desteklemek demektir.
Şunu da belirtelim: Bunun hesabını ilk soracaklardan birisi de Hz. İbrahim olacaktır. Ayrıca haksızlık karşısında suskun kalmanın ne demek olduğunu bilmeyen yoktur. Hadi diyelim Sayın cumhurbaşkanının bu konuda bilgisi yok. Peki danışmanlarına ne demeli, diyanet işleri başkanlığına ne demeli…