İnatla ekonomi yürümez
Türk gelenek ve görenekleri milletin hayatını şekillendirir. Bu anlamda yöneticiye de düşen görevler vardır. Onun bir görevi de mahiyetindeki insanlarının karınlarını doyurmak ve temel maddi ihtiyaçlarını temin etmektir. Bu günümüzdeki sosyal devlet anlayışının ana fikrini oluşturmaktadır. Bu yüzdendir ki yönetiminin tepesindeki kişi topluma seslenirken bu sorumluluğun bilincinde olduğunu bu koşulu yerine getiremezse görevden çekilmesini de bilmelidir. Geçmişten geleceğe hangi saikle olursa olsun tencere ile iktidar arasındaki bu bağlantı boşuna ifade edilmemiştir.
Ülkemizde hane halkları her geçen gün daralan ekonomik bir kıskacın içindedir. Halkın mali durumu hoş değildir. Geçim derdi ciddi boyutlara ulaşmıştır. Dövizin artışı bir başka ifade ile Türk lirasının döviz karşısında sürekli değer kaybetmesi durdurulamıyor. Bu ekonomik yaklaşımla durdurulması da mümkün değildir. Vatandaşın neredeyse % 60 asgari ücret alıyor ve asgari ücret artık ortalama ücret haline gelmiştir. Bu ücretle geçim asla mümkün değildir. Vatandaşın artık bu yükü taşımayacağı ayan beyan ortadadır.
Hükümete talip olanların yapması gereken sorunlara çözüm getirmektir. Covid-19 sebebiyle bozulan tedarik zinciri doğrudur ancak yaşananların sebebini buna bağlamak mümkün değildir. Her ülkede belli seviyede sorunlar yaşanmaktadır. Söz konusu enflasyon Avrupa’da, Amerika’da %5 ler seviyesindedir. Ancak bizim ülkemizde TÜFE %20 ler mertebesinde,, ÜFE ise %50 ler mertebesindedir. TÜFE ve ÜFE arasındaki açık ara fark, üreticinin ayakta kalabilmesi için mamullerine zam yapacağını göstermektedir.
Ülkemizde uygulanan serbest piyasa ekonomisi koşullarında ülkemiz gelişmiş devletlerin pazarı haline gelmiştir. Yabancının parası da, malı da elini kolunu sallayarak yurdumuza giriş yapabilmektedir.
ÜFE'nin bu kadar yüksek oluşunun sebebi de ülke olarak ithalata olan bağımlılıktan kaynaklanmaktadır. Hatta yurdumuzda imalatı yapılan mamullerin hammaddeleri de yurtdışından gelmektedir.
Şimdilerde asgari ücret tahminleri yapılıyor. Gelişmelere bakarak şunu net olarak ifade edebiliriz. Asgari ücreti olması gereken seviyeye, zaten getiremezler, ayrıca açıklayacakları rakam da kısa süre içerisinde eriyip gidecektir. Sayın cumhurbaşkanı "Vatandaşımızın her birinin yaşadığı sıkıntıların ve zorlukların farkındayız" diyor. Ancak alınan tedbirler bir işe yaramıyor. Her geçen gün de reel ekonominin dengeleri daha çok bozuluyor. Peki, vatandaş geçimini nasıl sağlıyor. Bir grup ekonomist arkadaş ile bunları aramızda müzakere ettik. Ortak görüş şu, kredi kartı olanlar minimum ödeme tutarını ödeyerek sürdürebilir borçla yaşamaya çalışmakta; diğer kesim ise hükümetin sosyal yardımlarına muhtaç yaşamaktadır.
Bu bir yere kadar geçerlidir. Yönetemeyenlerin kör inatlarından vazgeçmeleri gerekmektedir.