Katar üzerinden verilmek istenen mesajı okuyalım
Büyük Ortadoğu Projesinde (BOP) yeni bir aşamaya geldi. Trump’un Suudi Arabistan ziyareti ile yeni bir dönem başlamış oldu. BOP’un hedefine ulaşması için bugüne kadar bölge halkları arasındaki farklılıklar kaşınarak bir çatışma sebebi haline getirildi. Etnik ve mezhep kökenli ayrılıklar üzerinden senaryolar yazıldı ve sahnelendi. Bu konuda epeyi de mesafe kat ettiler. Obama ile, halklar kendi içinde çatıştırıldı. Bu manada bölge halkları ciddi anlamda kan ve güç kaybettiler. Bölge harabeye döndü. Tarihte eşine zor rastlanacak bir nüfus göçüne şahit olduk.
Hafta sonu Güneydoğu Anadolu bölgesindeydim. Özellikle sınır illerindeki demografik yapı ciddi anlamda değişim ve dönüşüm içinde. Nüfusun yapısı, yaşam tarzındaki değişiklik hemen dikkat çekiyor.
Suriye’nin kuzeyindeki Arap nüfusun kuzeye Türkiye’ye göçü, adeta bir puzzle'ın parçalarını andırıyor. Parçalar tek tek yerleştikçe büyük resim her geçen gün daha bariz olarak görülüyor.
Şimdilerde patlayan Katar krizi de planlı parçalardan bir tanesi. Son gelişmeler, Trump'un Suudi Arabistan ziyareti ile start aldı. ABD’nin yeni konsepti, Trump ile yeni bir şekil almıştır artık sırada devletlerin çatıştırılması vardır. Öteden beri ayak sesleri duyulan sünni - şii savaşı artık devletler seviyesinde tezgâhlanmaktadır.
…
Gelelim ülkemizin durumuna.
ABD’nin ilk körfez harekâtında (1990) sayın Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın bir tespiti olmuştu. Her ne kadar savaş, Irak’da yapılsa da esas hedefin Türkiye olduğunu ifade etmişlerdi. Geçen yıllar ve gelişmeler hep Haydar hocayı haklı çıkarttı. Başta Katar olmak üzere körfez ülkeleri ile üst düzeyde ilişkileri olan ülkemizin etrafındaki çember daha da daralıyor. Katar üzerinden sünni devletlere, şiilere karşı durun mesajı verilerek, şii - sünni devletler çatışmasına bir adım daha yaklaşılıyor.
Ülkemizin haline bakar mısınız?
Ülkemizde ciddi operasyonal çatışmalar var.
Terör örgütleri ile mücadele yılan hikâyesine dönmüş durumda.
Ergenekon kumpası ile oluşan kaotik ortam.
Ardından yaşanan darbe girişimi.
Yaşanan siyasi, sosyal ve ekonomik krize daha nereye kadar dayanılacak.
Çizilen BOP haritaları adım adım gerçekleşirken, acil tedbirler alınması gerekiyor.
Bağımsız Türkiye’ye ihtiyacımız var, kendi ayaklarımız üzerinde durmaya ihtiyacımız var, etnik ve mezhepsel olarak bir ve beraber olmaya ihtiyacımız var. Bütün bunları temin edebilecek sadece Allah'a ve milletine hesap verecek bir lidere ihtiyacımız var. İşte o lider sayın Prof. Dr. Haydar Baş'tır. Görmek ve beraber hareket etmekten başka şansımız yoktur.