Kılıçdaroğlu niçin kaybetti, Özel neyi kaçırıyor
CHP'nin 38. Olağan Kurultayında Kemal Kılıçdaroğlu kaybetti, Özgür Özel partinin yeni genel başkanı seçildi. Türk siyasetine hayırlı olsun. Kılıçdaroğlu’nun kaybetmesi sürpriz bir gelişme değildi, çünkü Kılıçdaroğlu oturduğu koltuğun ne anlama geldiğini ve nasıl bir liderlik yapacağını tam olarak kestiremedi de ondan.
Bizim Sn. Kılıçdaroğlu'yla dönem dönem yakın temaslarımız oldu ve bunlardan birkaç örnek vereyim.
2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ekmeleddin İhsanoğlu, CHP ve MHP tarafından çatı aday sıfatıyla cumhurbaşkanlığına aday gösterilmişti. Ekmeleddin bey ve Sn. Kılıçdaroğlu bir ekip ile BTP genel merkezine geldiler. O zaman ebedi genel başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş hocamız var, bizler de oradayız. O görüşmede destek istediler. Hocamız sözü evirip çevirmeden Sn. Kılıçdaroğlu'na biz sizin kararınıza evet diyoruz dediler; hiçbir talep veya şart da öne sürmediler. Fakat ittifaka öncülük eden partiler Ekmeleddin beyin adaylığı netleştikten sonra adeta onu yalnız bıraktılar.
Yıl 2015 Sayın Kılıçdaroğlu Prof. Dr. Haydar Baş hocamızı ziyaret etmek için Meltem TV’ye geldiler. Yapılan görüşmelerde bendeniz de oradaydım. O görüşmede Sayın Kılıçdaroğlu Milli Ekonomi Modelini gündem ederek modelin dünya tarafından kabul edildiğini takip ettiklerini söylediler. Hocamız ise Atatürk'ün kişiliği ve mücadelesini anlatarak devlet ve milletimizin Atatürk'ün çizgisine olan ihtiyacından bahsettiler. Atatürk'ün ülkemiz için olmazsa olmaz bir birlik harcı olduğundan bahsettiler. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu hocam lütfen milletimize bunu siz anlatın dediler.
Bu görüşmeden sonra şu anki BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş Bey'in düğün merasimine iştirak ettiler. Burada da güzel bir atmosferde görüşmeler yapıldı.
Bu ve benzeri görüşmeler sonucunda Sn. Kılıçdaroğlu Haydar Baş hocamızın 2018 genel seçimlerinde CHP'den aday olması için teklif getirdi. O günün koşullarında CHP'den aday olmak cesaret ister. Çünkü CHP toplum tarafından dine uzak bilinen ve bu yönüyle de sürekli eleştiri alan bir parti. Buna rağmen Haydar hocamız aday olmayı kabul etti. Fakat bir bekle, iki bekle haber yok. Seçim de yaklaşıyor. Bunun üzerine gidip görüşmelerimiz oldu. Sn. Kılıçdaroğlu'nun verdiği cevap tam da kendini açığı vuracak cinsten. Görüşmede Kılıçdaroğlu, bir grup arkadaşının Haydar Baş beyin adaylığına karşı çıktığını söyledi. Oysa teklif kendisinden gelmişti. Neden önceden istişare etmedi? Neden vaktinde haber vermedi? Bu soruların cevabı yoktu. Açıkça talimat almıştı. Haydar hocamız Kemal Bey’e gönül koymuştu. Kılıçdaroğlu bu performansı ile zaten kendi kişiliğinin şifrelerini vermişti. Siyasette lider olan bir şahsın sözüne itibar edilmesi gerekir. Eğer bir liderin sözüne itibar edilmiyorsa o insan artık o koltukta oturmamalı, oturamaz da. Neticede bu hareketi gün gelir bir gün ona da yaparlar.
Neyse gel zaman git zaman Mayıs 2023 genel seçimlerine gelinir. Cumhur ittifakına karşı Millet ittifakı kurulur. Daha sonra millet, altıya indirgenir ve bir masa etrafına toplanırlar. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş Bey milletin arzusu istikametinde hiçbir şart öne sürmeden bu masada yer almak ister. Ancak masa sakinleri BTP’yi aralarına kabul etmez ve makul bir gerekçede ortaya koymazlar. İttifakın güç birliği yaparak mevcut iktidarı değiştirme şansı vardır. Kamuoyu yoklamaları da bunu göstermekte idi. Fakat ne hikmetse başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere masadaki bireyler bir paylaşım kavgasına tutuşurlar. Cumhurbaşkanı kim olacak, Cumhurbaşkanı yardımcısı, bakan, milletvekili paylaşımı nasıl olacak, gündemleri budur. CHP masadaki 4 partiye 39 milletvekili verir. Bakın o günkü yazdığımız yazılarda yaptığımız konuşmalarda biz "bu masa seçimi kazanmak istemiyor” dedik.
Netice tam da beklenen gibi oldu.
Ama şunu da hesaplayamadı, masa yıkılınca altında kalan birileri olacaktı. Şimdi varan 1. işin ucunun kendine geleceğini hesaplasaydı sanırım masa daha farklı olurdu.
Bütün bunları yazarken bir Kılıçdaroğlu hikayesi anlatmadık. Sn. Özgür Özel'in bu aynadan kendine bakmasını istedik. Sadece kaçırdığı bir espriden söz edeyim. Sn. Özgür Özel'in 29 Ekim’deki Atatürk'süz kutlama afişlerinin bir izahı yoktur. O halde onu muhalefetten, özellikle AKP'den ayıran özelliği nedir?
Sözün özü Atatürk 10 Kasım da ölmüş olabilir. "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk içimizdedir.
Her 10 Kasım da daha gür olarak Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın hitabıyla "Hoş geldin Atatürk" diye haykırıyoruz.