Kıyameti mi bekleyeceğiz?
Yükseköğretim kurumları sınav (YKS) sonuçları açıklandı, üzülenlerde oldu, sevinenler de. Bu yıl (2022) ortalama 3 milyon öğrenci sınava girdi. Bu yılın sonuçlarının geçen senelerden pek bir farkı yok. Yüksek puan alan öğrenci de oldu, düşük puan alan öğrenci de. Ancak burada dikkat çekmek istediğim bir konu var, o da Temel Yeterlilik Testinde 100 bin öğrenci 0 (sıfır) çekti.
Bu basit bir netice değildir.
Ülkemizde zorunlu eğitim kademeli olarak 12 yıla çıkarılmıştır. İlgili kanunla zorunlu hale gelen eğitim; 4 yıl süreli ilkokul, 4 yıl süreli ortaokul ve 4 yıl süreli lise eğitimini kapsamaktadır.
Yükseköğretime Geçiş Sınavı, işte bu 12 yıllık eğitimin neticesidir.
Bu sınav ile hem ilkokul hem ortaokul ve hem de lise eğitiminin toplam performansı ve kazanımları ölçülür ve değerlendirilir.
Bir ülke düşünün ki, 12 yıl boyunca öğrencisine zorunlu eğitim versin ve bu öğrencilerin 100 bini sonuç olarak sıfır çeksin.
İşte sorgulanması ve mutlaka cevap bulunması gereken asıl soru budur.
Demek ki ülkemizdeki eğitim sistemi yok hükmündedir.
Ortak bir dil oluşturulamıyor, hukuk, sağlık, hesap, spor, sosyal konularda ve diğerlerinde temel bir nosyon kazandırılamıyor.
Bu ne kadar acı bir gerçek düşünebiliyor musunuz?
Burada sorun öğrencilerde mi, öğretmenlerde mi, sistem de mi?
Ülkemizde eğitim yap boz tahtasına dönüşmüş vaziyettedir.
Üstelik sık sık değiştirilen sınav sisteminin ismini bile karıştırabiliyorsunuz.
Burada temel sorun eğitimdeki ana mantığın anlaşılamamış olmasıdır.
Bir ülkenin en önemli değeri insanıdır, geleceği ise gencidir. Her türlü ürünü, ithal de edebilirsiniz ihraç da. Bunun bir istisnası vardır, o da o ülkenin insanıdır.
O ülkeye aidiyet hissedecek, o toprakları vatanı kabul edecek, canını malını vatanı için esirgemeyecek insan sahibi olmak her devletin bekası için temel ihtiyaçtır.
O halde devletler ana sermayeleri olan insanına özellikle de gençlerine temel yeterlilik kazandırma konusunda çok hassas davranırlar.
Sonuca bakar mısınız?
Öğrenci 12 yıl zorunlu olarak eğitim alıyor.
Bu öğrencilerin kahir ekseriyeti başka bir iş de yapmıyor, pek çoğu aile desteği ile yıllarını okulda geçiriyor, sonuç koskoca bir sıfır.
Sonuç olarak aynı dili konuşamayan bir nesil yetişiyor.
Birlik ve beraberliğin yolu, milli ve manevi konularda gelenek ve göreneklerde ortak noktalarda buluşmaktır. İşte bütün bu hedeflere ancak eğitim ile ulaşılabilir.
Son karar eğitim, işin ehlinde değildir.
“İş ehli olmayana verildiğinde, kıyameti bekle” hadis-i şerifine göre ya her geçen gün daha da kararan bir ortamda kıyameti bekleyeceğiz ya da işi ehline vereceğiz.