Kocatepe sahipsiz!
30 Ağustos bizim tarihi zaferimizin ve bağımsızlığımızın yıldönümüdür. 30 Ağustos Zafer Bayramı günü bizim gurur, huzur ve mutluluk günümüzdür. Türk milletinin Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde ortaya koymuş olduğu milli mücadelenin bir başka örneği dünya tarihinde yoktur. Sebebi açıktır. Türk milletinin imanı var, inancı var, bağrında yetişmiş olan ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü var da ondan. Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın ifadesi ile Atatürk’ün üzerinde Ehl-i beyt’in eli var da ondan. Hemen belirtmekte fayda var. Gaziyi tanımak mı istiyorsunuz, onu anlamak için Haydar Baş hocamızın kaleme aldığı “Hoş Geldin Atatürk” eserini okumalı ve anlamalısınız.
30 Ağustos’un önemini daha iyi kavrayabilmek için o günün koşullarını çok iyi bilmek gerekir. Osmanlı'nın külleri üzerinde bina edilmiş Türkiye Cumhuriyeti devletinden bahsediyoruz. Osmanlı devletinin son dönemlerini düşünün, Balkan savaşları sonucu yaşanan hezimet, ardından I. Dünya Savaşı ve vatan topraklarının adeta parça parça gövdeden koparılması, isyanlar, fakr-u zaruret, emperyalist leş kargalarının öteden beri yaptıkları taksime göre Anadolu’nun işgali, padişah ve avanesinin duyarsızlığı, milletin kendi kaderi ile baş başa kalışı, yaşanan kara tablonun izahını daha acıklı ifadeler ile anlatmak hiç de abartı olmaz. İşte böyle bir tablo ile karşı karşıyadır, devletimiz ve milletimiz.
Geriye sadece milletin imanı kalmıştır, yurdun dört bir yanında harekete geçen bu imana Mustafa Kemal Atatürk'ün aşıladığı inanç eklenince fetih kapıları açılmaya başladı. Erzurum ve Sivas kongrelerinde mücadelenin birleştirilmesi ve teşkilatlandırılması ile süreç hız aldı. Burada Mustafa Kemal Atatürk’ün deha çapında yeteneklerini görüyoruz. Siyasi, askeri dehasını liderlik erkine şahit oluyoruz. Aksi halde böyle bir mücadele olmasaydı ne bu topraklar bizim vatanımız olacaktı ne de biz bugünkü biz olacaktık. İşte 30 Ağustos bu neticenin kutlanmasıdır.
O halde biz tarihimizi bilmeliyiz, devlet milletine tarihini öğretmeli. 30 Ağustos Zaferinde Kocatepe’nin özel bir yeri vardır. Kocatepe, Mustafa Kemal Atatürk’ün ayağına keçe bağlayıp 14 kilometre yürüyerek gittiği karargâh alanıdır. 26 Ağustos sabahı Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Kocatepe sırtlarında son söz olarak “Allah Türk Milletini ve ordusunu koruyacaktır. Vakit tamam. İnşallah zafer bizimdir” diyerek Türk ordusuna taarruz emrini verdi. Büyük Taarruz başlamıştı ve 30 Ağustos 1922'deki Başkomutan Meydan Muharebesi ile beş gün içerisinde Türk milletinin bekası ve imanı, namus ve şerefi kurtarılmıştı.
Eğitim için olsun, vefa için olsun, tarihi canlı tutmak için olsun, ne için olursa olsun bu mekânın özel bir alan haline getirilmesi gerekir. Oysa bugün bu kutlu alan sahipsiz. Usulen yapılan alan düzenlemesi var. Kocatepe’de her gün askeri kutlama törenleri yapılmalı, Atatürk’ün yürüdüğü ‘Zafer Yolu’ sıradanlıktan kurtarılmalı, Kocatepe bir tarih laboratuvarı haline getirilmeli, Kocatepe’de zafer müzesi olmalı, Kocatepe her Türk gencinin ömründe hiç olmazsa bir kere gelip gördüğü bir mekan olmalı, bu konuda milli kimliğimizin ve bağımsızlık anlayışımızın yaşatılması için akademik çalışmalarla bir saha düzenlemesi yapılmalıdır.
İşte bu yüzden milli bayramlar önemlidir. Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın “milli bayramlarını kutlamayan milletler, dini bayramlarını kutlayacak vatan bulamazlar!” tarihi tespitini altın levha halinde sürekli hatırımızda tutmalıyız.