Köle değil Efendi
25 Eylül 2001, kıymeti gittikçe daha iyi anlaşılacak bir tarihtir. O gün, müzminleşen sorunlara karşı çözüm adına kararlı bir duruşun kurumsal kimlik kazandığı bir tarihtir. O gün Bağımsız Türkiye Partisinin kurulduğu gündür.
Ülkemiz yıllardan beri kronikleşen sorunların pençesine düşürülmüştü. Atatürk döneminde rahat bir nefes almış ve yeniden bağımsızlık adına haklarını kazanmıştı. Ardından Ulu önderin büyük bir liyakatle devletleşme sürecini ikmal ettiğini görüyoruz. Akabinde ekilen bu tohumların ve büyüyen bu fidanların özenli bakıma ihtiyaçları vardı. Atamızın ömrü bu kadarmış, ancak emaneti gençliğe bırakarak Hakk’a yürüdü.
Aradan geçen yıllara baktığımızda sonuç itibarıyla askeri olmasa da ekonomik, sosyal ve kültürel olarak ülkemizin yeniden adeta işgale maruz kalmıştır. Prof. Dr. Haydar Baş hocamız uzun yıllar buna karşı mücadele verdi. İnsana yoğunlaştı, onu yetiştirmenin çilesine talip oldu. Ardından iş başa düşünce Kuvayı milliye mantığı ile yola çıkıldı. Haydar Baş hocamız son derece donanımlı idi. Kronik sorunların çözümü için projeleri vardı. O ülkemizi de biliyordu, dünyayı da tanıyordu. O kültürel çalışmalarına başladığı yıllarda ‘birlik’ diyerek yola çıkmıştı. O öncelikle tek bilek tek yürek olunması gerektiğinin altını çiziyordu. Kardeş kavgalarından ülke çok çekmişti.
Bağımsız Türkiye Partisini sağ ve solu kucaklayan bir parti olarak kurdu. Dışımızdaki güçlerin sınıflandırmasını asla kabul etmedi. Onun için, doğru ve yanlış vardı, hak ve batıl vardı. Sağda ve solda yer almış doğru ve dürüst insanlara sahip çıktı. Yıllar içerisinde kuruluş felsefesine uygun olarak davrandı. Pazara kadar değil, mezara kadar bir mücadele verdi. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına sahip çıkmış o güne kadar toplumun bir kesimi tarafından dışlanan fidanların, millet ve devlet adına mücadele verdiğini gözyaşları içerisinde izah etmiştir.
BTP kurulduğu günden bugüne geçen 20 yıl içerisinde çok ciddi yol kat edilmiştir. Bakın bazı örnekler verelim:
Hoş geldin Atatürk, dedi. Atatürk bugüne kadar bir ayrılık sebebi olarak lanse ediliyordu, birleştirici harç olduğunu ortaya koydu.
Şii, Alevi, Sünni çatışmasını engelledi.
Ehl-i Beyt efendilerimiz hakkında farkındalık oluşturdu. Gadir-i Hum bir yitiğimizdi, onu keşfetti ve tanıttı.
Milli Ekonomi Modelini dünyada gündem etti.
Doların hegemonyasını ortadan kaldırdı, bir sihri bozdu. Bir kâğıt parçası marifetiyle teslim alınan dünyanın prangalarını kırdı. Uluslararası ticarette doların tahtını devirdi. Dünyanın dengesini değiştirdi.
Sağ sol ayrımını ortadan kaldırdı.
Devlet millet asker sivil kardeşliğini dava edindi.
Sosyal devlet projelerini bayraklaştırdı. Ev hanımlarına maaş, çocuklara aylık belli bir ücret ve daha niceleriyle toplumun her sosyal tabakasına hitap eden çözümler ortaya koydu.
Asgari ücrette ilk defa insani bir rakam açıklandı. Ezcümle vatandaşlarımıza insan olduklarını bu devletin, bu coğrafyanın sahibi olduklarını köle değil efendi olduklarını hatırlattı.
Her genel seçim sonucu BTP'in önemini daha çok gözler önüne serdi. O hep gizlenmeye çalışıldı, yok farz edildi. Ancak, BTP ve ebedi genel başkanı Haydar Baş Bey milletin gönlünde taht kurdu. Adeta yoğunlaşmış bir enerji haline geldi.
Ülkemiz ve bölgemizdeki müzminleşen sorunların çözümünün başkada yolu yoktur.
Ehl-i Beyt efendilerimizin bakış açısı ile Atatürk döneminde yol haritası ve çözüm kodları ile hareket eden Haydar Baş hocamız çözümü projelendirmiş, eserler kaleme almış ve halka mal etmiştir.
Bu duygu ve düşünceler topluma mal edildi. Prof. Dr. Haydar Baş hocamız gençliğe özel bir özen gösterdi. Onun en büyük eserlerinden bir tanesi BTP Genel Başkanı Av. Hüseyin Baş beydir.
Onun davasını iktidara taşımak, bizim ve milletimizin asli görevi olmalıdır.