Kölelik mi, özgürlük mü?
2021 yılı için Asgari Ücret Komisyonu toplanıyor. Asgari ücret diğer devletlerin emsal ücretleri ile mukayese edildiği zaman içler acısı bir tablo ile karşılaşıyoruz.
Geçtiğimiz yılın asgari ücreti tespit edildiğinde, irili ufaklı 27 Avrupa ülkesi arasında sondan 3. sıradaydık. Yıl içerisinde TL'nin Euro karşısındaki değer kaybı nedeniyle, yıl sonuna gelindiğinde sonuncu olduk. Bunu rakamlarla ifade edecek olursak 448 Euro'ya karşılık gelen asgari ücret, 267 Euro seviyesine gerilemiştir.
Sayın Erdoğan'ın, "kendimizi başka yerde değil Avrupa'da görüyoruz" ifadesini nasıl yorumlamak gerekir. Teknolojide mi, sosyal güvenlikte mi yoksa asgari ücrette mi!!!
2020 yılı asgari ücreti brüt 2 bin 943 lira, net 2 bin 324 lira 70 kuruştur. Peki, bu ücretle nasıl geçim sağlanacak? Türk-İş, Kasım ayında 4 kişilik bir ailenin açlık sınırını 2 bin 517 lira, yoksulluk sınırını ise 8 bin 198 lira olarak hesaplamıştır. DİSK'e göre ise dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı 2 bin 360 TL'dir. Yoksulluk sınırı 8 bin 165 TL olarak gerçekleşmiştir.
O halde gizlenemez bir şekilde asgari ücretle geçinen 4 kişilik bir aile, bırakın yoksulluk sınırını, bizzat açlık sınırında yaşamaktadır.
Oysa sosyal devletin görevi, vatandaşına doğuştan sahip olduğu hakları doya doya yaşatmaktır. Bugün bu böyle mi oluyor, elbette hayır. Vatandaş bırakın ayın sonunu getirmeyi, günün sonunu getirmeyi iple çekiyor. Bu para kiraya mı, ulaşıma mı, eğitime mi, sağlığa mı, sanata mı neye yetecek. Elbette hiç bir şeye yetmeyecek. Hele yaşanan şu pandemi günlerinde durum daha da vahimdir.
Asgari ücret konusunda, vatandaş geri planda tutulduğu müddetçe insanca bir rakamın telaffuz edilmesi mümkün değildir. Bırakın 3 bin TL'yi, 4 bin TL de yapılsa bile bu rakamlar yeterli değildir.
Oysa referans noktası "insanı yaşat ki devlet yaşasın" olmalıdır. "İtibarın tasarrufu olmaz" diyen devlet ricalinin asıl söylemesi gereken "vatandaş olmazsa olmazımızdır" demesidir.
Bakınız Prof. Dr. Haydar Baş Hocamız 2015 yılında asgari ücreti 5 bin TL olarak açıklamış, daha sonraki yıllarda 10 bin lira yapacağım demiştir. Bu rakam verilemeyecek rakam değildir. Bunun koşulu sözde değil, özde bağımsız olabilmektir. Yunanistan'da bile asgari ücret 7.213 TL'dir (758 Euro).
Bugün devlet senyoraj hakkını yeterince kullanamamaktadır. Vatandaşının emek ve üretimine, gayri safi milli hasılasına paralel olarak emisyonu genişletememektedir. Bu hakkı devlet milleti için kullanıp, vatandaşını rahatlatması, piyasaları hareketlendirmesi gerekirken böyle olmuyor. Senyoraj, bankalar eliyle çek ile plastik para ile dışarıdan alınan maliyetli para ile sağlanmaktadır. Vatandaş da ülkemiz de çalıştıkça daha çok borca girmektedir.
Parayı tanımlayan ve bağımsız ekonominin kitabını yazan Haydar Baş Hocamız "Milli Ekonomi Modeli (MEM)" ile dünya tarihinde bir devrim gerçekleştirmiştir. Ya 'hard currency'nin hegemonyasında yaşanacak ya da MEM uygulanacak.
Sözün özü: Ya kölelik, ya özgürlük...