Maden kazası bir kader mi?
Ülkemiz tipik bir Ortadoğu ülkesi olmaktan kurtulamadı. Yöneticiler sütten çıkmış ak kaşıklar. Suç ve suçluyu hep dışarda ararlar. Altından kalkamayacakları bir kabahat varsa faturayı dine ve imana çıkartırlar. Böyle bir giriş yapmamın sebebi geçtiğimiz gün yaşanan maden kazası. 14 Ekim 2022 tarihinde Bartın'ın Amasra ilçesinde taşkömürü maden ocağında grizu patlaması meydana geldi. Yer altında kalan 41 işçi hayatını kaybetti.
Bu kaza ülkemizde yaşanan ilk kaza değil, ancak son kaza olmasını ümit ediyoruz. Ülkemizde maalesef çok sayıda ölümcül iş ve madencilik kazaları meydana geliyor. Türkiye İstatistik Kurumuna göre Türkiye'de iş kazalarının en fazla yaşandığı sektör maden ve taş ocakçılığıdır. Araştırmalara göre madenlerde en çok görülen kaza sebepleri, grizu patlaması, göçük ve yangınlardır.
Hemen şu soru hatırımıza gelebilir. Acaba diğer ülkelerde durum nedir? Bu konuda internet ortamında çok kısa sürede bilgi sahibi olabilirsiniz. Çin dünyanın en büyük kömür üreticilerinden bir tanesidir. Çin'de, 2008 yılında 100 milyon ton başına düşen ölüm sayısı 127 olmuştur. Çin devleti ölüm sayısından rahatsızlık duyarak bu konuda önleyici tedbirler almıştır. Gayet doğal olan da bu değil mi, kaza sebebi belli olduğuna göre alınacak önlemler de bellidir. Çin'de 2008 yılında 100 milyon ton başına 127 kişi hayatını kaybederken, bu sayı 2013 yılında 37'ye düşmüştür.
Bir rakam daha verelim. Dünyanın en büyük kömür üreticilerinden birisi Amerika Birleşik Devletleri'dir. Burada 100 milyon ton üretim başına 1 ile 6 kişi yaşamını yitirmiştir.
Gelelim bizim ülkemize Türkiye'de 2000 yılında 100 milyon ton başına 710 kişi hayatını kaybederken, 2008 yılına gelindiğinde bu sayı 722'ye çıkmıştır.
Görüldüğü gibi ülkemiz maden kazaları sonucu yaşanan ölümlerde dünyada ilk sıralarda yer almaktadır. Diğer ülkelerde gittikçe sıfırlanan ölüm sayısına inat, bizim ülkemizde maden kazalarından ölen insan sayısı artıyor. Üstelik bazı kazalarda rakamlar yüzün katları şeklinde adeta toplu kıyım olarak gerçekleşiyor. Sonuçta kaybeden hep bizim devletimiz ve milletimiz oluyor.
Neden mi, Sebep gayet basit.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Amasra'daki maden kazasından sonra "Bunlar her zaman olacaktır bunu da bilmemiz lazım" diye açıklama yapmaktadır. Açılan maden çukurundaki iş güvenliği, işçi sağlığı ve çevre sağlığı ile ilgili köklü önlemler değil de acziyet dile getirilmektedir. Bütün bundan daha acısı sorumluluk kadere yüklenmektedir. Bu açıklama ile yapılan yanlış hem itikadi hem de dünyevidir. Kadere iman konusunda yapılan yanlışla toplumun imanı ile oynanmaktadır. Bu konular basit konular değildir. Günü birlik siyasete alet edilmemelidir. Üstelik ihmallerin ve yapılan yanlışların üstünü örtmek için maske olarak kullanılmamalıdır. Bunun ahirette de bir hesabı vardır.
Kader konusunda ilim sahibi olmayan bir kişi demez mi, neden ABD başta olmak üzere diğer dünya devletlerinde ölüm sayısı bu kadar az iken ülkemizde bu kadar çok diye sormaz mı?
Kader niçin bizim ülkemizde bu şekilde tecelli ediyor demez mi?
Sonra ayeti kerime ve hadisi şeriflere bakıp, yaşanan felaketlerin sebebinin birisinin de bizzat idarecilerle ilgili olduğunu söylemez mi?
Bu defa kader söylemleri bumerang gibi bizzat söyleyenlere dönecektir.
Maden işçisi bütün bu gerçekler karşısında yukarıda açlık aşağıda ölüm var tespitini yaparak ölümlerden ölüm seçmektedir.
Elbette çözümümüz var. Önce vicdan sahibi olmak, sonra millet ve devletin hizmetinde olmak. Bütün sır buradadır.