Mehmetçik fiilen ABD ile savaşıyor
Her Allah'ın günü oluk oluk Müslüman kanı akıyor. İslam coğrafyası fokur fokur kaynıyor. Bakın Afganistan'ın başkenti Kabil'de bomba yüklü ambulansla gerçekleştirilen saldırıda en az 95 kişi hayatını kaybetti, 158 kişi yaralandı. Adı Büyük Ortadoğu Projesi olsun, Arap baharı olsun Şark projesi olsun ne olursa olsun hepsinin temelinde bulunan Haçlı seferleri, dur-durak bilmeden devam ediyor.
Kavgaların kızıştığı bir dönemden geçiyoruz. Afrin'de savaşan kahraman türk ordusunu Allah muvaffak eylesin. Şehitlerimize rahmet yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Kahraman Mehmetçiğimiz Afrin'de stratejik ortağımız ABD'nin tuzaklarına karşı varlık yokluk mücadelesi veriyor. Biz zannediyoruz ki PYD-YPG ile savaşıyoruz. Hayır, biz şu an bal gibi ABD ile savaşıyoruz. Niçin? 'PYD benim kara gücüm' diyen ABD değil mi? Biz ABD'nin kara gücü ile savaşıyoruz. O halde bu gerçeği hepimizin çok net görmesi lazım, hükümetin görmesi lazım, söz sahibi, irade sahibi herkesin bunu görmesi ve buna göre tedbir alması lazım. Haydar Baş hocamıza ne kadar teşekkür etsek azdır.
Ben Kilisliyim. Savaş psikolojisini biliyorum. Gün içinde nerede, ne zaman başınıza bir bomba düşecek ve öleceksiniz, her an bu psikoloji ile yaşıyorsunuz. Peki, bu çap genişlerse ne olacak? Savaş acı bir olaydır. O yüzden Atatürk'ün politikalarına çok dikkat etmek lazım. O'nun komşularıyla kurduğu ilişkilere, Sadabat ve Balkan Paktlarına çok dikkat etmek lazım. O yüzden Atatürk'ün yaptıklarını yapmak lazım. Bu manada Atatürk'ü birlik unsuru olarak Türkiye'nin gündemine getiren Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza ne kadar teşekkür etsek azdır.
NATO ve ABD üsleri açık olduğu sürece Askerimiz operasyon yapıyor, uçaklarımız operasyonda. Tamam, güzel de şunu bilmiyoruz. NATO ağında bulunan radarlar var. Bu radarlar Hatay Yayladağı'nın sınır bölgesine Kel Dağı’nda, yetmedi Kürecik'te. Bu radarlarla nereler görülüyor biliyor musunuz? Bu radarlarla Suriye'nin hepsi, Türkiye, İran, Irak ve Kıbrıs ABD'nin avucunun içi gibidir. Senin yaptığın her şeyi önceden görüyor ve biliyor. Peki, senin savaştığın ABD senin uçağının, askerinin, ne yaptığını biliyor, senin ne düşündüğünü biliyorsa nasıl olacak bu iş? Hala bu radarlar, üsler açık. Bu nasıl bir savaş? O yüzden savaşı savaş gibi yapmak lazım. Eğer kazanmak istiyorsak koşullara uygun hareket etmek lazım. Hem ABD ile savaşacağız hem de ABD ile ortak hareket edeceğiz cümlesi çok talihsiz bir ifadedir.
ABD Başkanı ve Dışişleri Bakanı ile görüşülüyor. ABD ile diyalog devam ettiriliyor. Peki, Suriye'nin ne suçu var, Esad'ın ne suçu var, Suriye halkının ne suçu var? Niçin sen bu insanlarla bağlantı kurmuyorsun? Bunlar senin komşun değil mi? Hani komşularla sıfır sorundu? Arkadaşlar bizim Suriye ile barışmaktan başka çaremiz ve çözümümüz yoktur. Biz demiyor muyuz; 'Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygı duyuyoruz, Suriye'nin toprak bütünlüğü için savaşıyoruz' diye... O halde gelin Suriye devleti ile diplomatik usuller çerçevesinde, milletimizin ve devletimizin menfaatleri çerçevesinde, sınırlarımızın güvenliği çerçevesinde oturalım konuşalım. Araya Rusya'yı, ABD'yi koymaya gerek yok, siz direk görüşün. Dün kankaydınız ne oldu size? Burada kaybeden devlettir, millettir. Devletimiz ve milletimiz kaybetmemelidir.
Bize ABD'nin Avrupa'nın yapmak istediği ayan beyandır.
Boşnak'lara ne yaptılarsa ülkemiz insanına da bölgemiz Müslüman milletlerine onu yapmak istiyorlar. ABD ülkemizi Bosna gibi yapmak istiyor.
ABD'nin ne yapmak istediğini anlamak için Bosna Hersek'e bakın. Orada Boşnak kardeşlerimizin yaşadığı çileleri okuyun ve ağlayın. Öldürülseler kurtulacaklardı ama öyle değil. Namusuna en adi şekilde tecavüz ediliyor, en adi şekilde soykırıma tabi tutuluyor, vatan cüda ediliyor, toplu kıyıma tabi tutuluyor, mezarı kaybediliyor. Barış denilerek ellerinden silahları toplanıyor ve ondan sonra BM tarafından Sırpların eline yem olarak veriliyor.
Niçin? Çünkü bunlar Müslüman. ABD'nin, Batı'nın ülkemiz için, Suriye için, Irak için, İran için Büyük Ortadoğu Projesi kapsamındaki İslam ülkeleri için düşündüğü akıbet bundan başka bir şey değildir.
Peki, çözüm ne?
Bizim başımıza ne geldiyse ABD ile stratejik ortaklığımızdan, İsrail ile olan ilişkilerimizden dolayı geldi. Terörün arkasında ABD var. Bunda en ufak bir tereddüt yok. Bunu bütün dünya biliyor ama biz sineklerle uğraşıyoruz. Sinekleri öldürerek tehlikeyi önleyemezsin, bataklığı kurutmak zorundasın. Onun için ne AB ne ABD tek çözüm bağımsız Türkiye demek zorundasın. Bakın Prof. Dr. Haydar Baş'ın çözümlerine. Ekonomide Milli Ekonomi Modeli, yönetimde Sosyal Devlet-Milli Devlet, toplumsal barış projesinde Ehl-i Beyt'te buluşma ile bütün problemlerin belini kırdı. Halk içinde ciddi bir birlik havası esmeye başladı. Onun için bizim mutlak suretle çözümün yanında yer almamız lazım.