MİLLİ EKONOMİ MODELİNDE (MEM) HAYVANCILIK

Bağrında Peygamber Efendimizin (SAV) halasını ağırlayan bu kutsal mekânda, Kıbrıs’ta bulunmaktan son derece mutluyum.
…
KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ı rahmet ve saygı ile anıyorum. Daha dün gibi, 17 Ocak 2012 günü Selimiye Camii’nde kılınan cenaze namazından sonra Cumhuriyet Parkı’nda dualar ve gözyaşlarıyla toprağa verilişini hatırlıyorum. KKTC'nin bağımsızlığa kavuşması yolunda verdiği mücadele her türlü takdirin üstündedir.
…
17 Şubat 1923 tarihinde İzmir'deki Türkiye İktisat Kongresini açış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk "Siyasî, askerî, zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, iktisadi zaferler ile taçlandırılamazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda söner. Bu bakımdan en kuvvetli ve parlak zaferimizin bile sağlayabildiği ve daha sağlayabileceği yararlı kazançları belirlemek için ekonomimizin, iktisadî hâkimiyetimizin sağlanması ve sağlamlaştırılması ve genişletilmesi gerekir" demiştir.
…
Gerek KKTC gerekse Türkiye Cumhuriyeti Devleti bugün ne kadar bağımsızdır. Türkiye, dünya bankasının, Avrupa birliğinin kıskacı altındadır. KKTC’ye gelince 15 Kasım 1983'te bağımsızlığını ilan etmesine rağmen, BM Güvenlik Konseyinin kotası hala aşılamamış ve Türkiye dışında dünya devletleri tarafından tanınmamıştır. Tanınmayan ve bağımsız hareket edemeyen KKTC topraklarının yüzde 57’ si tarım alanı olmasına rağmen, ne üretimde ne de ihracatta istenen seviyeye gelememiştir. O halde KKTC’nin olmazsa olmazı hem dünya devletleri tarafından bağımsızlığının elde edilmesi hem de ekonomik kalkınmasının temin edilmesidir.
…
Bu anlamda, Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği (KTÇB) Genel Başkanı Alican Kabakçı beyefendiye kıymetli yönetim kurulu üyelerine teşekkür ediyorum. Trabzon'a geldiler. Milli Ekonomi Modelinin mimarı sayın Prof. Dr. Haydar Baş beyi davet ettiler. Bu sempozyumun başta KKTC olmak üzere Türk milleti için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
…
Dünyanın dört bir yanında ekonomik kriz yaşanıyor. Kapitalizmin ve komünizmin ezici çarkları arasında can çekişen kitlelerin çığlığı artık her tarafta görülüyor ve duyuluyor. Dünya insanlığı bir avuç sermaye sahibinin insafına terk edilmiş durumdadır. Sömürüyü gerçekleştiren bu azınlık, hiçbir millet ve devlet dinlemeden insanlığı haraca bağlamış durumdadır. Bu sömüren azınlık, virüslerin hücre çekirdeğine yerleşip, bütün hücreyi istediği şekilde yönettiği gibi, devletlerin yönetim ve idari mekanizmalarına yerleşerek insanlığı uçuruma doğru sürüklemektedir. Burada kullanılan devletler ezilen de milletler ve insanlıktır. Günümüzde insanların işsiz kalması, şirketlerin iflas etmesi artık olağan bir hal almıştır; artık ülkeler iflas etmektedir. İflas eden ülkelere örnekler vermek istiyorum. İlk batan ülke 2008 yılında İzlanda olmuştur. Ardından 2010 da İrlanda iflas etmiştir. Ardından Yunanistan, Portekiz, İspanya ve Kıbrıs Rum kesimi iflas etmiştir.
Dünyanın gidişatı konusunda Rus bilim ve siyaset insanı Prof. Dr. Ali Viktör Minin'in bir tespitini sizlerle paylaşmak istiyorum. 2005 yılında İstanbul’da yapılan 1. Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongresinden sonra Haydar Baş’a beye hitaben “Sizin yorulmanıza gerek yok, yarın dünya gelip sizin dizinizin dibine oturacaktır. Buna mecburdur. Sosyalizmden biz çektik, şimdi kapitalizmden dünya çekiyor. Bu sistemler er geç insanlığın gündeminden kalkacak. Ben sizi tanıdıktan bu tarafa sizin yazdığınız sistemi okudum, düşündüm ve gördüm ki, dünyanın bunun dışında bir kurtuluşu yok, İstese de, istemese de bütün insanlar ve devletler size gelecek. Size muhtaçtır” demiştir.
…
İşte Milli Ekonomi Modelinin başlangıcı Türkiye özelinde ama dünya genelinde insanlığı içine düştüğü bunalımdan kurtarmak içindir. ABD’de %10 nüfusun evsiz olduğunu ifade etmektedir. Batının gerçek yüzü, Hollywood sokakları değildir. Arka sokaklarına banliyolarına gittiğiniz zaman gerçek yüzlerini ancak görebilirsiniz.
1. Milli Ekonomi Modeli kongresine gelen Prof. Dr. Muhammed El–Faruki (Illinois Üniversitesi, ABD):
“Dahi insan Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modeli (MEM ) kendi ayakları üzerinde durabilen ve daha iyi bir gelecek inşa etme gücüne sahip bir alternatif ekonomik modeldir. İnancım tamdır ki bu model sadece Türk milletini değil, aynı zamanda bütün insanlığı darlıktan; müreffeh yarınlara taşıyacaktır.” demektedir.
…
Milli Ekonomi Modeli nedir?
Milli Ekonomi Modeli insanın sınırlı ihtiyaçlarının sınırsız kaynaklardan karşılanmasıdır. Ülkelerin gerektiğinde her türlü mal ve hizmeti üretebilme güce sahip olmasıdır. İç ve dış harcamalarını borçlanmadan temin edebilmenin adı ve formülüdür.
Ekonominin olmazsa olmazları vardır. Bunlar
1. Gelir dağılımında denge,
2. Ekonomide sürekli büyümenin sağlanamamış olması ve
3. Tam istihdamın sürekli sağlanmasıdır.
Kapitalist anlayış ile çözülemeyen bu başlıklar Milli Ekonomi Modeli ile çözüme kavuşturulmuştur.
MEM bütün bu hedefleri tüketim yanlısı bir anlayış ile gerçekleştirmektedir. Sayın Baş,” tüketim yanlısı olmaktan kastımız toplumu oluşturan bireylerin tamamının belli bir gelir düzeyine çıkartılmasıdır.” Demektedir. Sosyal devletin baba devletin tesisi de ancak bu şekilde temin edilecektir.
…
Hayvancılığın Önemi
Et, süt ve yumurta olarak özetleyebileceğimiz hayvan ürünleri, stratejik öneme sahiptir. İnsan sağlığı için vazgeçilmez olmasının sebebi insan vücudu tarafından oluşturulamayan ve dışardan almak zorunda olduğumuz 10 civarında aminoasidin hayvansal gıdalarda bulunmasından dolayıdır. Sağlıklı toplum ve sağlıklı bireylerin oluşması için yeterli miktarda hayvansal gıdaların insanımız tarafından tüketilmesi gerekmektedir.
…
Mevcut Durum
Gerek Kıbrıs’ta gerekse Türkiye’de maalesef hayvansal ürün tüketimi yeterli değildir. Çünkü gereken üretim yapılamamaktadır. Türkiye’de kişi başına düşen hayvansal protein üretimi; dünya ortalamasının altındadır. Bu oran AB ortalamasının üçte birinden az, Asya kıtası ortalamasından da azdır.
Son 10 yıla baktığımızda gerek küçükbaş gerekse büyükbaş hayvan sayısında sürekli bir azalma görülecektir. Artık yurtdışından canlı hayvan ve karkas et ithal edilmektedir.
Bir taraftan hayvan üreticisi işini kaybetmekte, diğer taraftan borcunu ödemek için toprağını satmak zorunda kalmaktadır. Köyde oturan kesim geçimini sağlayamadığı için şehir merkezlerine göçmektedir. Sonuç olarak toplumun ekonomik ve sosyal dengesi alt üst olmaktadır.
…
Türkiye’deki tarım ve hayvancılık ne oldu da bu kadar geriye gitti?
Tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten Türkiye nasıl bir yol izliyor ki, elindeki varlıkları da kaybediyor.
Bunun cevabı Avrupa Birliğine uyum adı altında yürütülen tarım politikasıdır. AB uyum sürecinde Avrupa ortalamasına göre yüksek olan Türkiye’deki tarım alanlarının azaltılması ve tarımla uğraşan kişi sayısının azaltılması istenmektedir. Dünyanın ekonomik krizin içinde olduğu günlerde zaten mevcut sisteme göre işsizliğin zirve yaptığı bir dönemde köylerin boşaltılması isteniyor. Sonuç ne devletimizin ne de milletimizin hayrına olmayacaktır.
Bütün buna rağmen AKP hükümeti bu talimatı yerine getirmiştir. Dönemin AKP’li Tarım ve Köyişleri Bakanı Sami Güçlü 2004 yılında "10 yılda tarım nüfusunun 25 milyondan 15 milyona inmesi gerekiyor" şeklinde açıklama yapmıştır. O dönemin Ekonomi Bakanı Ali Babacan da AB müzakerelerinde en zor başlığın "tarım" olduğunu ifade etmiştir. Maalesef hükümet hala aynı yanlış yoldan gitmeye devam etmektedir. Çözüm olarak acilen AB talimatlarından kurtulmak ve Milli Ekonomi Modelini uygulamaya koymak gerekmektedir.
…
Kısa Vadede Yapılması Gerekenler
Şam Keçisi Yetiştiriciliği
Toprak demek fabrika demektir. Ekilen ve biçilen bu alanlar oturma alanı haline getirilmemelidir. Kuzey Kıbrıs’ta hayvancılık sahasında yapılabileceklerden bir örnek verelim.
Kuzey Kıbrıs 'yarı kurak' iklim kuşağı arasında yer almaktadır. Keçiler düşük kaliteli meralarda dikensi bitkiler ile beslenirler. Böylece kurak Kuzey Kıbrıs iklimi koşulları keçi üretimi için ideal bir ortam oluşturmaktadır. Keçi türleri içerisinde özellikle Akdeniz iklim kuşağındaki bölgelerde yaygın olarak yetiştirilen Şam keçisi Kuzey Kıbrıs için iyi bir seçenektir. Şam keçileri günde ortalama 3 litre süt verirler, süt verme süresi ise 250-300 gündür. Yalnız süt değil et bakımından da ideal bir seçenektir. Oğlakların doğum ağırlığı 4-5 kg olan Şam keçisinin, bir batında doğum ortalaması 1,5 dur.
…
Organik Hayvancılık
Çağımızdaki en büyük sorunlardan bir tanesi de genetiği değiştirilmiş organizmaların (GDO) yaşam alanımıza girmiş olmasıdır. Son dönemlerde toplumda görülen kanser vakalarının artış sebeplerinden bir tanesi de GDO lu gıdalardır. Bu bitkisel gıdaları sadece insanların değil, bunu tüketen hayvanların da sağlığını menfi olarak etkilemektedir. Bu hayvanların et, süt ve yumurtaları da bunu tüketen insanlarda faydanın yanında zarara da yol açmaktadır.
Son dönemde sadece insanlar için değil hayvanlar için de organik kökenli beslenme gündeme gelmiştir. Bu gıdaların fiyatı tam organik olmayan gıdalara göre daha yüksektir.
Özellikle organik hayvancılık önemli bir başlıktır. Dünyada yükselen trend organik tarım ve organik hayvancılıktır. İşte Kuzey Kıbrıs organik hayvancılığın en güzel şekilde yapılabileceği yerlerden birisidir. Bu usul devlet tarafından desteklenmeli, kooperatifler tarafından yaygınlaştırılmalıdır. Böylece hem sağlıklı ürünler elde edilmiş olunacak hem de hayvancılık gelir getiren bir meslek haline gelmiş olacaktır.
…
Çözüm
Milli Ekonomi Modeli diğer doğal kaynaklarda olduğu gibi, özellikle tarım kesimindeki bakış açısını hayvancılık alanında da korumaktadır. Bugün yanlış politikalar ile bitme noktasına getirilen hayvancılığın yeniden ayağa kaldırılması için öncelikle üreticiye sıfır faizli kredi verilerek gerek yem desteği, gerekse yüksek fiyat alım garantisi ile hayvancılık sektörü desteklenmelidir. Bu destek tüketicinin bu ürünleri pahalı fiyattan elde edilmesi anlamına gelmez. Çünkü ürün destek fiyatları piyasa fiyatlarına ilave olarak devlet tarafından finanse edilecektir.
…
Devlet aynı zamanda gerekli teknik bilgi ve teknolojiyi üretici ile buluşturmalıdır.
Fiyatların belirlenmesinde devlet müdahale ederek etkin rol almalıdır.
Doğrudan gelir desteği dışında üretim teşvikleri, sigortalar ve ıslah çalışmaları yapılmalıdır.
…
Milli Ekonomi Modelindeki Hayvancılık ile ilgili çözümleri özetleyecek olursak:
1. Hayvancılığın geliştirilebilmesi için, milli hayvancılık politikası oluşturulacaktır.
2. Hayvan üreticilerine damızlık ve yavru verilerek, hayvan üretimi ayağa kaldırılacaktır.
3. Devlet üretme çiftlikleri kurularak, hayvancılıkta modern teknikler özendirilecek.
4. Hayvancılığı yok eden ve deli dana vb. salgın hastalıklarla halkımızın sağlığını tehdit eden, ithal et uygulamasına son verilecektir.
5. Başta yem olmak üzere, devlet tarafından doğrudan desteklenecektir.
6. Hayvancılığın yoğun olduğu bölgelerde et, süt ve deri sektöründe entegre tesislerle sanayi dallarının kurulması.
7. Kooperatifleşme çalışmalarına önem verilmesi.
8. Hayvansal ürünlerin tüketicinin kullanacağı son mamul haline getirilerek satılması.
9. Hayvan üreticisinin oluşabilecek salgın hastalık gibi olumsuzluklara karşı sigortalanması.
10. Üreticiye sosyal güvence ve emeklilik hakları sağlanması.
11. Hayvan ırklarının ıslah edilerek verimliliğin yakalanması.
12. Balıkçılık sektörüne alet ve ekipman sağlanması.
13. Deniz ürünlerinin anında değerlendirilmesi için konserve ve dondurulmuş ürün paketleme tesislerinin kurulması.
14. Denizlerimizde yavrulama dönemlerinde balık cinslerinin avlanma yasakları ile etkin korunması.
15. Akarsu yataklarına yakın bölgelerde alabalık gibi tatlı su balıklarının üretiminin teşvik edilmesi.
Sonuç;
2005 yılında Ankara Tandoğan meydanında Bağımsız Türkiye Partisi “Kıbrıs Türkün Vatanıdır” ismiyle bir miting düzenlemişti. Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in ifadesiyle Kıbrıs, bir Yavruvatan değil, vatan toprağıdır.
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, eğer uğrunda ölen varsa vatandır?
Kıbrıs için aziz Türk milleti 5 binin üzerinde şehit vermiştir. Kıbrıs toprağı şehitlerimizin kanıyla yoğrulmuştur. Şimdi de Prof. Dr. Haydar Baş bey Milli Ekonomi Modeli ile Kıbrıs’ın seçkin insanları ile bir arada Kuzey Kıbrıs’ın kalkınması için mücadelesine devam etmektedir.
[1] Bu konuşma 02.11.2013 tarihinde Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği tarafından KKTC’de tertiplenen 8.Milli Ekonomi Modeli (Milli Ekonomi Modeli ve Kıbrıs Tarımı) sempozyumunda sunulmuştur.
İşlemlerimiz

