Molla Kasım, AKP İlişkileri

Molla Kasım, AKP İlişkileri

Adalet ve Kalkınma Partisinin (AKP) adalet ile de kalkınma ile de bir ilgisi yok. Alışılagelmiş bir uygulamadır bu, olmayanı varmış gibi gösterme bir taktiktir.
Adalet konusunu gündem edelim.
Irak'ın işgal edilmesi söz konusudur. ABD bütün saldırı aygıtlarıyla Türkiye’ye gelir. Buradan Irak’ a çıkartma yapma düşüncesindedir. Olacak bu ya, milletvekilleri parti merkezlerini değil de vicdanlarını dinlemeye kalkınca mart tezkeresi meclisten geçmez. Mart tezkeresi reddedilmesine rağmen, bir genelgeyle, ABD’nin savaş araç-gereçleri Türkiye üzerinden nakledilir.
Vecdi Gönül “Los Angeles World Affairs Council” adlı kuruluşun düzenlediği konferansta bir konuşma yapar. Tebliğ konusu “Avrasya’da değişen güvenlik ortamı ve Türkiye’nin stratejik önemi” dir. Bu konuda en yetkin isimlerden o zamanın AKP’li savunma bakanı Vecdi Gönül konuşmasında flaş açıklamayı yapar “Irak savaşında ABD, İncirlik’i kullandı ve buradan 4 bin 990 sorti gerçekleştirdi.” der.

Bir başka örnek Adalet Bakanı Sadullah Ergin'den. Terör örgütü PKK'nın sınır dışına çekilmesi konusunda herhangi bir yasal düzenlemeye gerek olmadığına işaret ederek, "Bir savcı çıkıp 'Siz niye Türkiye'ye barışı getirmeye çalışıyorsunuz?' diye hesap mı soracak? Suçsa ben bu suçu işliyorum burada" der.

Kabinenin mütevazı bakanı diyebileceğimiz Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da bu adalet kervanının gereğini yapanlardan. Buca'da muhalif partinin belediye başkanına kızan Eroğlu, televizyon mikrofonlarının açık olduğunu düşünmeden konuşur: "Tesisi alın elinden, kesin cezayı."

Son örneği de dışişleri bakanı Davutoğlu’ndan verelim. Suriye’deki muhaliflere silah ambargosunun kalkmasını isteyen bakanın açıklamasına bakalım. ‘Eğer bu konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi yoluyla halledemiyorsak en azından bu insanların kendini savunma hakkını sağlayabilmeliyiz" der.
Bu açıklama ne anlama geliyor? Birleşmiş Milletler isteğinize cevap vermiyorsa, alın silahı elinize gereğini yapın demek istemektedir. Bu, Müslümanlar birbirini daha çok öldürsünler anlamına gelir. Bu yaklaşımın insani ve İslami hiçbir yanı yoktur.
Bir kere Suriye'deki iç savaş Rusya'nın bastırmasıyla siyasi çözüm yoluna girdi. ABD bile bu konuda Rusya'yı aşamıyor. Cenevre'de Suriye'deki hükümet ve muhalefetin siyasi çözüm için masaya oturacağı dönemde yapılan bu çıkış kime fayda sağlayacaktır. Milyonlarca Suriyeli vatan cüda olmuş, mağdur olmuşsa bunun sebebi yaşanan iç savaş değil mi, peki savaşa körükle gitmek kimin işine yarayacaktır. Birleşmiş Milletlere rağmen bir ülkenin iç işlerine karışmak anlamına gelen bu çıkış devletler hukukuna göre suçtur. Ülkemizde hukuku yok kabul eden, bir adım daha atarak kendini hukuk kabul eden hükümet suç işlemektedir.

Bu tarz yaklaşım hükümet için sıradan bir yaklaşım haline geldi. Nasıl olsa biz yaptık oldu, diyorlar. Hayatı yaşadıkları günden ibaret sanıyorlar. Bir Molla Kasım'ın geleceğini hiç ama hiç hesaplamıyorlar.