Muaviye Siyaseti Devrede

Muaviye Siyaseti Devrede

Gelen tweetlerden, sosyal medyada yaptıkları yorumlardan belliydi. 
İlk günden itibaren sayın başbakan bu tehlikeli siyasetin sinyallerini vermişti. Konuşmalarında sürekli camiye karşı gelindiği vurgusunu yapıyor, gezi parkı eylemelerine katılanları ve destekleyenleri dışlıyordu. Hatta bu kişilerin camide içki içtiklerini, başörtülülere saldırdıklarını da söylemekten geri durmuyordu.Üstelik müezzini bile camide içki içilmediğini söylemesine rağmen.
Gezi parkındaki gençlere ve nereden geldiği belli olmayan kişilere bir grup ısrarla alkol vermek istediğinde, buna engel olmak isteyen ‘Çarşı grubu’ndan bir yönetici, içki satıcısı tarafından bıçaklanarak hastanelik edilmişti. Bu ve bunun gibi provakasyonları aktivistler engelliyordu.
Yine bu arada molotof kokteyli atanların iddia edilen aksine aktivist olmadığı değişik kare görüntüler ile ortaya konmuştu.

Bakın provakasyonlar bitmedi.
Ekranlardan izledik. Taksim meydanında bikinili bir bayan kulağında walkman eşliğinde tek başına dans ediyor. Buna karşı çıkan tesettürlü bir kadın ciddi anlamda muhalefet ederek toplumun hoşuna gidecek ifadeler kullanıyor. Bu diyalog yandaş TV’lerin ekranlarından kamuoyuna servis yapılıyor. Ardından sosyal medyadaki yorumlara bakıldığında görülecektir. Tartışma gezi parkından çıkıyor, bikininin özgürlük olup olmadığı şeklinde tartışma zeminine kayıyor.

Yetmedi akşam saatlerinde İstanbul Yeniköy Parkında toplanan gençlerin üzerine muhtarın öncülüğündeki bir gurup tekbir getirerek saldırıyor ve bir kişi yaralanıyor. Sözde gerekçe çok manidardır. Güya parkta toplananlar cami yapılmasına karşı çıkmıştır. Saldıran ekip ise güya cihat yapmış ve bir din mücadelesi vermiştir.

Taksimin ve gezi parkının polis zoruyla boşaltılması halkın ateşini söndürmedi. Halk tepkisine devam ediyor. Hükümetin ektiği ayrılık tohumları sonuç vermeye başladı. Bunlar daha başlangıç. Allah korusun çatışma zemini her geçen gün daha fazla artmaktadır. Sayın başbakanın evlerinde zor tuttuğu yüzde 50 sahalara inmeye mi zorlanıyor acaba?

EsasındaAKP hükümetinin din diye bir kaygısı yoktur. Hiç öteye gitmeye gerek yok. Yaşadığımız AKP’li son on yıla baktığımızda İslami yaşantı olarak toplumun daha geriye gittiği görülecektir. İşin daha da acı yanı dinlerarası diyalog, medeniyetler buluşması adı altında İslam’ın itikad esasları tahrip edilmeye başlanmıştır. İnsanımızın ölçüsü elinden alınmıştır. İslam gönüllerden çıkartılmıştır. Neticede devlet imkanlarıylaMüslümanlara namlu doğrultulmuştur. Komşu devletlerde yaşanan iç savaşta, akan bu kadar kanda, kirletilen namuslarda hep AKP’nin dış politika uygulamaları vardır.

İslam tarihinde bu tarz siyaset Muaviye ve Yezid dönemlerinde yapılmıştır. Kendisi din dışı olmasına rağmen, dini şahsi menfaatlerine kullanmaktan zerre geri kalmamıştır. Muaviye’nin tam da savaşı kaybettiği dönemde mızrakların başına Kur’an sayfalarını geçirmeleri tarihi bir örnektir. Bunun sonucunda İmam Ali efendimizin ordusu bütün ikazlara rağmen saldırıdan vazgeçmiştir. Şimdi de AKP din elden gidiyor algısı vermeye çalışmaktadır.

Son günlerde yalan dolan ve iftiralarla BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin üzerine gitmelerinin sebebini hiç düşündünüz mü?
Aktivistlerin içinden din dışı davranış sergileyenler, hükümet yanlılarının içinden de dini hassasiyet gösterenler veya tam zıddı davranışlar elbette olacaktır. Kötü olan bu davranışları sembolleştirerek, yaygınlaştırarak toplumu laik - antilaik şeklinde cephelere bölmektir. Ülke tehlikeli şekilde kamplara bölünmeye çalışılırken, sayınBaş attığı tweetlerle birliği temine çalışıyor. Sayın Baş’ın bu süreçte attığı tweetler hep yol gösterici olmuştur. Bakın iki örnek verelim.
"Gençliğe dinsiz, saygısız, bir şeyden anlamıyor diyorlar. Onlarla beraber oldum, benden farklı olmadıklarını gördüm. Gençliğe selamlar.”
“Gün birlik günüdür, ülkemiz, milletimiz, devletimiz için bir bilek, bir yürek olalım. Saygılarımla"
Bu günler perdenin kalktığı insanların gerçek yüzlerinin ortaya çıktığı günlerdir.
Hükümet, direnişi yönlendirerek her zaman başvurduğu metod olan din istismarıyla ters yüz etmeye çalışırken Haydar hoca bu oyunu bozmaktadır.