Ölen kimdir acaba?
Ekonomiyi yöneten hükümet ve yandaşların ağızlarında pelesenk olan bir savunma var; sadece bizim ülkemizde değil dünyanın diğer ülkelerinde de enflasyon var, hatta Avrupa’da var Amerika’da var, diyorlar. Burada yine algı yönetiliyor.
Bir kere diğer ülkelerde tek rakamlı enflasyon var.
Almanya'da nisan ayında enflasyon %7,4'e yükseldi, ABD'de enflasyon %8,5. Bu hükümetler devletin imkanlarını kullanarak halkını en az mağdur etmeye çalışıyor. Sosyal destekler ile süreci atlatmaya çalışıyorlar.
Ülkemizde ise sanki bir sorun yokmuş gibi davranılıyor. Adeta hastadan hastalığı gizlenerek tedavisini engelliyorlar.
Sizi rakamlarla bunaltmayacağım. Kaba rakamlar vereceğim.
Bir ülkede %70 enflasyon varsa ve gerçek işsizlik %22,7 ise başka söze ne hacet.
O ülkedeki krizi anlatmak için başka tanıma ihtiyaç yoktur. ENAGrup’un açıkladığı enflasyon oranının %120 dolayında olduğunu da bu arada hatırlatmak isterim.
Ülkemizde hem talep enflasyonu hem maliyet enflasyonu hem de yerleşik enflasyonu aynı anda yaşanıyor. Bu durum bize ne gösteriyor?
Uygulanan ekonomik kural ve kaideler hiçbir kural ve kaideye uymuyor. Tabiri caizse -ayı görüp aya tapıyorlar güneşi görüp güneşe tapıyorlar. Veya bir hedefe giderken sürekli yön değiştiriyorlar. Bir başka ifade ile 7 kocalı hürmüz siyaseti uygulandığı için sonuçta 7 başlı ejderha ile karşı karşıya geliniyor.
Kat edilen bu kadar yol, sarf edilen emek boşa gitmiş oluyor.
Bütün milletin, devletin ve gelecek kuşakların emeği, birikimi berhava oluyor.
Ekonominin düze çıkması enflasyonla mücadelede kamuoyu desteğinin alınması da gerekmektedir. Enflasyonla mücadele uzun süren başarısızlık sorunu müzminleştirecek ve hem üreticinin hem de tüketicinin moral değerlerini alt üst edecektir. Bugün yaşanan tam da bu tablodur, dolarizasyon had safhaya ulaşmıştır. Enflasyondaki artış karşısında elinde para olan kişi veya kurumlar değer kaybından kendini korumak adına parasını yabancı para ile takas etmektedir.
Önümüzdeki 6 ay çok şeye gebedir. İnsanımız hala yaşadıklarının farkında değil.
Yaşananları her birimizin akıbeti ile ilgili tablo ile anlatmaya çalışalım.
Bir meyyit gömüldükten sonra cemaat gider; sadece hoca kalır. Hocanın kalmasının sebebi ölenin annesinin adını söyleyerek talkında bulunur. Ölü yıkanmayı, kefenlemeyi, kabre götürülmeyi her şeyi görür, kendi kendine “ölen kimdir acaba” diye sorar. Kabre konduktan sonra cemaat dönerken, o da onlarla dönmek ister. Üç defa başını kaldırır bakar, kafası üzerine uzatılan lahit taşına (sala) çarpar, o zaman anlar öldüğünü “Eyvah der. Demek ölen benmişim.”
Vatandaşa varlık içinde yokluk çektiren siyasileri temize çıkartmaya gayret edenler, aynı gemi içinde olduklarını yakında görecekler.
İnşallah geç olmadan, fırsat kaçmadan…