ÖTV kaldırılmalı mı?
Özel tüketim vergisi, lüks tüketim ürünlerine uygulanan vergidir. Aynı zamanda insan sağlığına zararlı ürünlerde ve çevreye zarar veren ürünlerde de ÖTV alınıyor.
Lüks tüketim ürünü olarak motorlu taşıtlar, mücevher, kürk, beyaz/kahverengi eşya kabul ediliyor.
İnsan sağlığına zararlı olarak alkollü içkiler ve tütün ürünleri sayılıyor. Çevreye zarar veren ürünler olarak akaryakıt, yağ türevi ürünler sıralanıyor.
Verginin mantığında caydırıcılık olduğu kabul ediliyor. Burada kurunun yanında yaş da yanıyor.
Otomobil, hem de her marka ve model otomobil lüks tüketim ürünü müdür?
Günümüz yaşam koşullarında, toplu taşımanın son derece yetersiz olduğu şehirlerde orta ve düşük segment otomobillerde mi lüks tüketim sınıfında kabul edilecek?
Ayrıca seyahat özgürlüğü, kişinin doğuştan sahip olduğu bir hak değil midir?
Vatandaş kanuni bir hak olarak istediği yere istediği zaman nasıl gidecek. Görülüyor ki, seyahat edebilme hakkının olmazsa olmazı olan otomobil lüks bir tüketim ürünü değildir.
ÖTV bir nevi cezalandırma usulü olarak çalışıyor. Bu şu anlama geliyor, lüks ürün kullanamazsın kullanacaksan bedel ödeyeceksin. Tamam da hangisi lüks hangisi değil.
Zaruri tüketim ürünleri sayabileceğimiz otomobil ve cep telefonundan ÖTV al; ama elmas, pırlanta, yat ve teknede ÖTV uygulama. Adalet bu mu şimdi!
Cep telefonlarına fiyatlarına göre yüzde 25, 40 veya 50 oranında ÖTV uygulanıyor.
Otomobilde ÖTV oranı, motor silindir hacmine göre %50’den başlıyor %80'e kadar yükseliyor.
Niçin yurt dışında cep telefonları ve otomobiller ucuz da bizde pahalı işte temel sebeplerden birisi bu.
Meselenin anlaşılması için bir örnek daha verelim. Tekne ve yata alınan yakıta uygulanan %1 ÖTV iken çiftçinin aldığı mazotta ÖTV %18 uygulanıyor. Ekonomi yönetiminde bütünsellikten uzak yamalı bohça mantığı ile hareket ediliyor.
Gelelim insana ve çevreye zararlı olan ürünler için uygulanan ÖTV'ye. Tahsil edilen vergi, insanın kendine ve çevreye verdiği zararın bedeli olamaz. Bu alınan ÖTV ne kadar caydırıcı olmaktadır. Bu bir çözüm ve çıkış yolu değildir. Son tahlilde ÖTV unutulmuş salınan bu vergi artık ürünün maliyet unsuru gibi kabul edilmeye başlanmıştır. Burada da kaybeden bizzat tüketici, yani bizim insanımız olmaktadır. Oysa olması gereken insanları eğitmek ve farkındalık oluşturmaktır. Eğitim ve motivasyonda ceza kadar mükafatın da yeri ihmal edilmemelidir.
Vergiye bir bakış açısı getirilmelidir. Vergi caydırıcı değil, motive edici olmalıdır. Vergi inovasyonun, teşebbüsün önünü kapatmamalıdır. Veya hesapsız kitapsız onu kaldırdım, bunu kaldırdım şeklinde popülist yaklaşıma dönmemeli; siyasi bir malzeme olmaktan çıkarılmalıdır.
Çözüm ancak Milli Ekonomi Modeli ile mümkündür. MEM uygulaması ile “Vergisiz bir Türkiye” ile belli gelirin altındaki vatandaşlarımızdan vergi alınmayacak. Devlet millet ortaklığı ile hem devlet kalkınacak hem millet cennet gibi bir hayat yaşayacaktır.