Paramız esir ise, biz de esiriz demektir!
Bayrak nedir? Bağımsızlıktır. İşte bir milletin parası onun bayrağı gibidir. Bu tespit Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza aittir. Paranın bağımsız olması, ülkenin kendi senyoraj hakkını kullanarak bu parayı basabilmesi ile olur. Bugün bu yapılamıyor. Neden? Çünkü paramız bağımsız değil, böyle olunca çalıştıkça büyüdükçe paraya olan ihtiyaç, yurt dışından borç ve kredi olarak alındığı için bağımlılık daha da artıyor. En iyi ihtimalle sıcak paraya ihtiyaç duyan hükümet yurt içi ve yurt dışı para akışını temin edebilmek için faize başvuruyor. Neye rağmen, her şeye rağmen… Faiz konusu gündem olduğunda Cumhurbaşkanı Erdoğan "Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu” sözleri hala hafızalarda canlı olarak duruyor.
Peki ne değişti de faizler art arda yükselmeye devam ediyor.
Şimdi soralım “dün dündür bugün bugündür” diyen siyasi ekolden farkları nedir?
Üstelik faizlerin yükseltilmesi de ekonominin dertlerine derman olamıyor. Çünkü teşhis yanlış olunca ne yapılırsa yapılsın çözüm bulmaları mümkün değildir. Bu arada milli ve yerli adına ne ve kim varsa hepsi kaybediyor.
Vatandaşın kahir ekseriyeti gelişmeleri okuyamıyor. Benzinin fiyatı arttığında “ben zaten 50 TL lik alıyorum” diye düşünebilen ve cahil cesareti ile savunan insanları yetiştiren bir eğitim sistemimiz var. Bu yeni değil Osmanlının son döneminden halkın beri fazla kitap okumaması ve eğitim görmemesi isteniyor. Atatürk dönemi hariç uygulanan siyaset cehaletin temini zemininde yürüyor. Bu konu geniş olarak ele alınabilir. Ancak bir iki tespit yapalım.
Kavramlar hakiki anlamları ile değil de içine farklı anlamlar yüklenerek servis ediliyor. Bu konu özellikle din ve medeniyet konusunda yaygın olarak yapılıyor. İnsan, dini ve medeni davrandığını zannediyor ancak sonuç hiç de öyle olmuyor.
İkincisi insanlar fakirleştirilerek ekmek parası ve kira parası için yaşamaya mahkûm ediliyor.
Bir diğeri, eğitim yapboz tahtası haline getirilerek dostlar alışverişte görsünler şeklinde eğitim değil diploma veriliyor.
Geçtiğimiz gün sn Hüseyin Baş’ın attığı tweet çok netti.
2021 Ağustos’ta faiz: %19 dolar: 8.35 TL
2023 Ağustos’ta faiz: %25 dolar: 27 TL
Bunu hangi ekonomi anlayışı ile izah edebilirsiniz. Yani böyle bir ekonomi yönetimi, bir devlet yönetimi olamaz. Ekonomiden anlamayan bir kadronun yönettiği bir devlet bağımsızlığını nasıl koruyabilir?
Bakın Türkiye'nin Haydar Baş hocamıza ait olan Milli Ekonomi Modelini uygulamasından başka şansı yoktur. Ülkemizin kurtuluşunun tek yolu budur. Devlet olarak milli paramızı kullanacağız, devlet senyoraj hakkını kullanacak. Devlet emek ve üretimi karşılığında para basacak. Yani basılan o paranın karşılığı milletin emek ve üretimidir. Bir gün Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın yanında Artvin'e doğru gidiyorduk. O tarihlerde Yusufeli Barajı ve Hidroelektrik Santralinin yapımı var. Baktık ki baraj inşaatı durmuş. Hocam çalışmalarının neden durduğunu sorduğunda yurt dışından alınan kredinin geciktiği söylendi. Buna karşılık Haydar hocamızın verdiği cevaba bakın. O zaman milli ekonomi modelini daha iyi anlayacaksınız. Bu nasıl bir mantık böyle dedi ve sordu. Bu barajın mühendisi kim? Bu inşaatta kimler çalışıyor? Bu barajın inşaat malzemesi nereden geliyor? Sorulan bütün soruların cevabı hep yurdumuza ait idi. Hocamız mühendis Türk, çalışan Türk, toprak, çimento Türkün peki neden bunun parası yabancıdan olsun dedi. Bakınız burası çok önemli. İşte bizler varımızla yoğumuzla çalışarak yabancının kağıdını para haline getiriyoruz. Esaretin bundan daha iyi tanımı yapılabilir mi? Oysa yapılması gereken milletin emek ve üretimi karşılığında Türk parası basmak yani senyoraj hakkını kullanmaktır. Bu örnek bile Osmanlının ekonomik çöküşü ve ülkemizin yaşadığı ekonomik çözümsüzlüğü hem izah ediyor hem de çözüm getiriyor.
Ülkemizi tankla topla işgal edemezler. Yabancı ülke askerlerinin potinleri bu toprakları çiğneyemez. Dünya bunu biliyor, bildiği için bizi ekonomik olarak esir ediyor ve sömürüyorlar.
Artık bu makus talihe dur demenin vakti gelmedi mi?
Dün Haydar Baş hocamızın kıymetini bilemedik onu anlayamadık. Bari bugün onun bayrağını taşıyan ve Milli Ekonomi Modeline sahip çıkan BTP genel başkanı Hüseyin Baş ve kadrosuna sahip çıkalım. Çıkalım ki, bu açmaz ve çıkmazlardan milleti de, devleti yönetenleri de kurtarmış olalım.