Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
Terör çemberi her geçen gün daha da daralıyor. Düne kadar huzurlu serhat şehrimiz Kilis’te bomba sesleri artık hayatın doğal akışı içinde yer almaya başladı. Yaşananlar adeta Rus yazar Çehov’un eserlerindeki duvara asılı silaha benziyor. Bu konuda yazar, "birinci sahnede duvarda silah varsa ilerleyen sahnelerin birinde mutlaka patlar" tezini işler.
İçi karmakarışık olan Suriye ile aradaki sınır kapısını açar, bunun adına açık kapı politikası dersen; olacakları tahmin etmek zor olmasa gerektir.
Gözü topraklarımızda olan global güçlerin takımında oyun oynarsan, komşularınla bile kapışırsın; bu da bellidir.
Mezhep ayrımı temelinde taraf olursan, doğru yanlış demeden bazılarına dost, bazılarına düşman olacağın da garantidir.
Hedef coğrafya içinde olduğun halde, avcı kuşu olmaya soyunursan, bir gün faka basacağın şüphe götürmeyecektir.
Devlet olma geleneğinde iktidarların geçici olduğunu hesaplamazsan, birlikte hareket ettiğin iradenin bir gün senin üstünü çizmesi de sürpriz olmayacaktır.
İşte hep bu saydıklarımız duvarda asılı olan silahın değişik görüntüleri.
…
Ülkemiz ve milletimiz bugün kaosun içine girmiş durumda. Uluslararası terör epey yol aldı; artık insanımızın güvenlik endişesi had safhadadır.
Terörü yönetenler şimdi de ikinci perdeyi açtılar.
Devlet aklı ile hareket etmeyenler etki - tepki ile hareket edince yönetilmeleri daha kolay oluyor. Algı yönetimi ile yapılan yanlışa bir yanlış daha katılarak istenen noktaya sürükleniyor.
…
İçine girilen bu çıkmazdan kurtulmanın tek yolu öncelikle kendimiz olmaktır. Devlet olarak millet olarak kendi menfaatlerimizi esas almaktır. Yapılan yanlışlardan dönmektir. Aramızda konuşabilmek ve yüzleşebilmektir. Ön yargıdan ard niyetten kaçınmaktır. Çözümde birleşmektir.
Ülkemiz Büyük Ortadoğu Projesi bataklığında batmadan, davranmamız gerekiyor.
Unutmayalım sayılı zaman çabuk geçer.