Piyasalar Covid-19 ekonomisinden nasıl kurtulur
Son dönemde yaşanan Covid-19 pandemisi ile dünya
piyasaları çok büyük zarar gördü. Ülkemiz gibi ekonomisi kırılgan olan
toplumlarda ticaret ve sınai yapısı çok daha ciddi zarar görmüştür. Hükümetin
bu konudaki önlemi tüketiciye ve üreticiye faizli kredi vermektir. Kredi alan
vatandaş peki geri ödemesini nasıl yapacak.
Çarpıcı bir rakam verelim.
Son iki ayda yaklaşık 7 milyon birkaç ay da olsa
geçinebilmek için rekor seviyede kredi kullanmak zorunda kalmıştır. Zaten
olmayan "Sosyal Devlet" yaşadığımız pandemi döneminde daha da zarar
görmüştür.
Ekonomik darboğaz yeni değil, öteden beri var ülkemizde.
Bir hatıramdan bahsedeyim.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamız o dönem ticaret ve sanayi
odalarını esnaf birliği odalarını ziyaret ediyor. Kocaeli Ticaret Odasına
gitmiştik. Sohbet havasında bir görüşme olmuştu. Oda başkanı hükümetin üretici
için kredi desteği verdiğini ve sorunları çözeceklerini söyleyince, hocamız çok
tarihi bir ikazda bulunmuştu. O konuşmasında örnekler vererek şunu söylemişti. -Alıcı
istediği ürünü bulabiliyor mu; cevap evet peki satıcı ürününe müşteri
bulabiliyor mu? Veya sattığı malın tahsilatını yapabiliyor mu; hayır. O halde
sorun üretim değil, tüketim sorunudur. Bunun çözümü de üreticiden ziyade
tüketiciyi desteklemek, onun cebine para koyarak tüketme yeteneği
kazandırmaktır- demişti. Bunun yolu asgari ücreti arttırmak, ev hanımı maaşı
vermek, engelliye maaş bağlamak, emeklinin maaşını arttırmak kısacası
"Milli Ekonomi Modeli Sosyal Devlet Milli Devlet" tezini
uygulamaktır. Haydar Baş hocamız, çözümü kurumsal olarak uygulayacak Bağımsız
Türkiye Partisini (BTP) ve kadrosunu da yetiştirmişti. Yaşadığımız her gelişme
hocamızın kıymetini tekrar tekrar gözler önüne sermektedir.
Daha önce yazmış olmalıyım. Psikiyatri profesörü çok saygın
sahasında, tanınmış bir isim olan bir dostumla yaptığımız bir sohbette bana
aynen şunları söylemişti: -Bir fikrin bir toplumda taraf bulması, toplumu
etkilemesi için 2-3 nesil geçmesi gerekir ancak Haydar Baş hocamızın fikirleri
daha O yaşıyorken toplumu dönüştürmeye başlamıştır- demişti. Bu şu demek O’nun
ne kadar kuşatıcı olduğunu, gündemi ve günceli nasıl kucakladığını gösteriyor.
Hocamızın her bir cümlesi hikmetli söz hükmünde çok büyük önem arz ediyor.
Hocamız 27 Şubat 2013'te Rusya Meclisi Duma'da 6 saat
boyunca Milli Ekonomi Modeli'ni anlatmıştı. Ardından odasında özel olarak
görüşülen sayın Jirinovski o kadar etkilendi ki, -Ne Mutlu Türküm Diyene-
deyiverdi. Ortak projeler üzerinde çalışma teklifinde bulundu. Hatta hocamızı
davet ettiler gelin Sibirya’yı dolaşalım orası hakkında bize proje üretin diye
temennide bulundular.
İşte o Jirinovski şimdi Rus meclisine Haydar Baş
hocamızın Milli Ekonomi Modelinden bir kuralın da uygulanması için yasa
teklifinde bulundu. Dedi ki -ev hanımlarına maaş verelim. Kovid-19 pandemisi
günlerinde insanlar işlerini kaybettiklerini ifade ederek istihdam piyasasını
düzenlemenin geçici olduğunu ev hanımlarına maaş bağlanarak toplumdaki sosyal
istikrara katkı verileceğini- dile getirdiler.
Ramazan sohbetlerinde, arkadaşlarımızın sosyal medyada
paylaştığı kısa metrajlı videolarda bunu görüyoruz, kitaplarını okudukça hocamızın
basiretine ve onun vazgeçilmezliğine şahit oluyoruz. Evet, hocamızın
yanındaydık, bunları dinlemiştik ama her dinleyişte anlayışımız daha da
derinleşiyor. Rus bilim insanı Prof. Lebedev'in ifade ettiği gibi
konuşmalarındaki gizli kodlar yaşandıkça daha anlaşılır hal alıyor.
Haydar Baş hocamızı saygı, hasret ve rahmetle anarak tam
bir yıl önce yaptığı bir konuşmasına dikkat çekmek isterim. -Beni kaçırdınız, bari
kadroma sahip çıkın- diyor. BTP genel başkanı Hüseyin Baş'ın dikkat çektiği
gibi bu vasiyet çerçevesinde herkesin öz muhasebe yapması gerekiyor.