Post-truth mu yoksa gerçeklik mi?
Kavramlar ve kelimeler duygu ve düşünceleri taşıyan heybelerdir, taşıyıcı kaplardır. Kelimelerin kullanım yoğunluğu kişiler hakkında bilgi verdiği gibi, toplumun genel durumu hakkında da bilgi verir.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da dünyada yılın kelimesi seçildi. Bu kelime aynı zamanda dünyada trend olan tabloyu da anlamamızı sağlar. Oxford Üniversitesine bağlı Oxford Dictionaries, 2016 yılının kelimesi olarak ‘post-truth’u seçti. Bu kelime ‘gerçek anlamını da aşmış’ demek. Son yıllardaki kullanımı katbekat artmış olan bu kelime, çağımızda 'algı yönetimi'nin gerçekliğin önüne geçtiğini de göstermektedir.
Algı yönetiminde çıkar çevreleri gerçek olanı değil de kendi işine geleni ön plana çıkararak kamuoyunu yönlendirmektedir. Maalesef ülkemizde de bu böyledir dünyada da bu böyledir. Bu tablo bir illüzyon tablosudur. Yani sanal gerçeklik, yönlendirme de diyebiliriz.
Madem böyle bir durum var. Kendimizi nasıl koruyabiliriz? Öyle ya, ya istedikleri yöne gideceğiz ya da olması gereken yöne. Karahanlılar döneminde yaşayan Yusuf Has Hacip'in Türk-İslam tarihi ve kültürümüz açısından son derece önemli olan eseri Kutadgu Bilig adlı siyasetnamesinde konumuz ile ilgili bir bölümü aktarmak istiyorum.
sanga kim yongasa eşitgil sözin / çının yalganın ked ayıt tüp tözin _5873
(Sana kim koğuculuk ederse, sözünü dinle; fakat bunun doğru olup olmadığını, aslını esasını çok iyi araştır.)
Yine bu konuda Kur’an-ı Kerim, Hucurat Sr., ayet 6.da “Ey iman edenler, size fasık (yoldan çıkmış) biri bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” buyurulmaktadır.
Özellikle basın yayının ve teknolojinin geldiği seviye açısından, post-truth insanları etkilemek için değişik sahalarda etkin olarak kullanılmaktadır.
Bu konuda bir örnek vermek isterim. Hepimizin bildiği bir fizik deneyi. Su dolu bir bardağa bir kaşık daldırdığımızda kaşığın kırık olduğu görülür. Aslında kaşık kırık değildir, ancak ışığın yansıma kuralları sonucu kaşık kırıkmış gibi görülür. Kamuoyu tarafından kaşığın kırık kabul edilmesi bir post truth’dur.
Ez cümle, karar vermek için acele etmemek gerekir ve de Kuran-i ölçüyü, peygamberi bakış açısını ve Ehli Beyt'in duruşunu her zaman şiar edinmeyi esas kabul etmeliyiz. İşte o zaman post-truth bizi yönlendiremeyecektir.