Prof. Dr. Ata Selçuk hocamızı uğurladık
Prof. Dr. Haydar Baş hocamıza açılan pencereler vardır. Haydar Baş hocamız her hali ve hareketi olağanüstü olan bir şahsiyet idi. Bu halinden istifa edebilmek, o konuda ilim irfan sahibi olmayı gerektirir idi. Altının kıymetini nasıl sarraf bilirse, bu hal ve hareketin kıymetini de ihtisas sahibi olanlar bilir. Hocamızın etrafında yer alan bu pencerelerden birisi de işte bu Ata hocamız idi. Bir araya geldiğimizde hocamız merkezli sohbetlerimiz olurdu. Her sohbet bizde yeni ufuklar açardı.
İcmal dergisinin doğu ve güneydoğu Anadolu bölgesi müfettişliğini yaptığım yıllardı. Tahminen 1995 yılı idi, Elâzığ şubemizi ziyaret için gitmiştim. O zaman Ata hocamız Elâzığ Fırat üniversitesinde Prof. olarak görev yapıyor ve üniversite lojmanında kalıyorlardı. Davet ettiler ve o gece evlerinde kaldım. Gece boyu sohbet ettik. O kadar sıcak ve samimi bir ortam oldu ki, ben kendimi onların evladı olarak hissettim, onlar da beni bağırlarına bastılar. Aramızdaki bu sıcak diyalog hep canlı kaldı. Prof. Dr. Ata fizik ve kimya sahasında yetişmiş bir hocaydı. Özellikle atom fiziği konusunda özgün çalışmaları vardı. Bir defasında Haydar Baş hocamızla yaptığı mutlak sıfır, bir cismin görünmez hale gelişi ve diğer ekstrem fizik konularındaki müzakereler unutulmaz nitelikte sohbetlerdi.
Bağımsız Türkiye Partisi kurulmadan önce Yeniden Kuvayi Milliye çalışmalarımız olmuştu. O zaman ekipler halinde bütün yurt sathında seyahat ediyor ve insanlarla sohbet ediyorduk. Biz de Ata hocamızla bir ekip olmuştuk. Ata hocamızın çok değerli eşi Utku ablamızda ekibin bir parçası idi. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini karış karış dolaşmıştık; sadece vatandaş ile değil araç içerisinde kendi aramızda yaptığımız sohbetler de çok anlamlıydı. Ata hocanın babası Atatürk ile arkadaş bir zat. Kurtuluş savaşı yıllarında yokluk içinde verilen varlık mücadelesini Ata hocadan dinlemek ayrı bir keyifti bizim için. Zaten Ata ismi de bizzat Atatürk'ten geliyor hocamızın. O derin anlam içeren nükteli sohbetlerinde altını çizerek bu ata sözüdür dikkatli dinleyin derdi. Utku abla ise nezaket sahibi bir kişilik. Sohbetlerimizde iletişim konusunda verdiği brifing hala hafızamdadır. İnsanlara selam vermek hâl hatır sormak konusunda çok hassastı.
Kuvayı milliye yıllarından sonra Bağımsız Türkiye Partisi kuruldu. O zaman Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın da tensipleri ile Prof. Dr. Ata Selçuk hocamız kurucu genel başkanımız oldu. Hiç unutmam BTP'nin siyasi yelpazedeki yeri sorulduğunda, BTP’nin yerini yelpazenin sapı olarak tarif etmişti. Çok kıvrak bir zekaya sahipti. Ne sağ ne sol ne o taraf ne bu taraf milli ve dini bütünlüğü temsil eden çizgiye sahip BTP'yi çok özgün olarak ifade etmişti. Yönü ulusal bütünlüğe dönük olan herkese BTP kadrolarında yer vardı. Bunu da en iyi şekilde ifade eden olsa olsa yelpazenin sapı idi.
Ata Selçuk hocamız sürekli Haydar hocamızın yanında olan hocalarımızdan birisi idi. Programlarda yaptığı nükteli konuşmalar unutulmaz nitelikteydi, ata sözü hükmündeydi. Ata hoca doktora çalışmalarını İngiltere'de yapar. O zamanın koşullarında Türkiye'den İngiltere'ye araçla gidilir. Ata hoca kendi aracıyla gider. Orada başarılı bir akademisyendir. Bir hocası kendisine yüz vermez. Bunun sebebini öğrenir hocamız. Kendisine soğuk davranan hocası bunun sebebini açıklar. Der ki "Türkler benim atalarımı öldürdü" Ata Hoca heyecanlanır böyle bir hadise duymamıştır. Uzun zamandan beri İngiltere'dir. Merakla “ne zaman oldu bu olay” diye sorar. İngiliz hoca Çanakkale'de demez mi!.. Ata hoca tamda o zaman taşı gediğine koyar. "Senin atalarının benim topraklarında ne işi vardı" der.
Sözün özü Ata hocamız vatan millet sevdalısı, Ehl-i beyt, Atatürk ve Haydar Baş Hoca aşığıydı. Vatanperver hikmet ehli bir insandı, hayatını dolu dolu yaşadı ve Hakka yürüdü.
Ruhu şad olsun.