Ramazan bayramımız kutlu olsun
Çok şükür Ramazan ayını da idrak etmiş olduk. Bu makaleyi kaleme aldığım gün arife günü. Yarın Ramazan Bayramı’nı idrak etmiş olacağız. Bu vesileyle bir Ramazan muhasebesi yapmak istedim.
Öncelikle tutulan oruçlar ve kılınan teravih namazları kişisel olarak da toplumsal olarak da topluma mührünü vurdu. Ramazan orucunda sahur ve iftarların ayrı bir yeri vardır. Bu ibadetler her ne kadar bireysel de yapılsa toplumun bütününü içine alan ibadetler. Yapılan ibadetlerle adeta dini ve milli bütünlüğümüz de pekişmiş oldu. Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın dini bütünlüğümüz milli bütünlüğümüzün teminatıdır tarihi tespitini yaşamış olduk bu mübarek ayda.
Bunun ne anlama geldiğini gelin tasavvur edelim. 5 vakit ezan sesleri ile bezenmiş bir toplum değil de ezan seslerinin olmadığı oruç ve teravihin gündem olmadığı farklı bir toplum tahayyül edelim. Bu ay münasebetiyle birlikte yaşanan, duygu ve eylem birliği yapılan, birbirine yardımda yarışan bir toplumun kazançlarından mahrum kalınmıştır. Sosyal kazanım ve kayıplar etkisini yıllar içerisinde gösterirler. Çünkü bu duygu bütün hal ve hareketlere nüfus ederek kültürü şekillendirir. O halde Ramazan’ı ayını, Ramazan olarak yaşayabilmek için özen göstermeliyiz. Elimizdeki fırsatları iyi değerlendirmeliyiz.
Bir adım daha atarak Ramazan’ın ve bayramın toplumsal etkilerine bakalım. Ramazan umresine gidenler iyi bilirler. Ramazan boyunca özellikle iftar vakitlerinde herkes bir diğerine ikram da bulunmanın yarışı içindedir. Kendi açtığı sofraya insanları davet edebilmek için gayret ederler. Sofraya baktığınızda belki çok çeşit olmayabilir, ancak burada mühim olan ikramda bulunabilmek ve bir diğerinin kalbini hoş etmektir. Memnun ettiğin kişinin bir kez olsun ‘Allah razı olsun’ demesini temin etmektir. İşte bu atmosfer içinde karşılıklı iltifatlar gönülleri de birbirine ısındırır. Bu birlik ve beraberlik ruhu ülke sınırlarını aşmaya başlar. Burada bir detay daha vardır. Devletler hukuku ile yapılan ortak faaliyetler bir dereceye kadar geçerlidir, çok zaman da halka sirayet etmez etkisi de son derece sınırlıdır. Sonra bu etkinliğin ne kadar süreceği de bilinmez. Oysa Ramazan ayı ile ülkeyi yönetenler üzerinden değil de halklar, milletler üzerinden bir atmosfer oluşur.
İşte insanımızı ülkemizi ayakta tutun dinamiklerden birisi olan Ramazan ayına, oruç ve teravihe bu yönü ile de bakmak gerekir.
Ramazan ayında yaşadıklarımız, ajandamız önümüzdeki günlere de ışık tutacaktır.
Bayram sevinç demektir, bir ödüldür, mükafattır. Bu vesileyle başta Aziz milletimiz olmak üzere tüm İslam aleminin mübarek Ramazan Bayramı’nı kutluyorum.