Rusya, Wagner ve Nükleer Tehdit: Dünya'da Kaynak Savaşları
Dünyada önemli gelişmeler var. Evet dünyanın dengesi yeniden maalesef kırılma noktasına geldi. Ve dünyadaki denge zaten pamuk ipliğine bağlı. Dünyanın birçok yerinde savaşlar var. Dünya son derece karışık vaziyette. Böyle bir tablonun içerisinde kaos bir başka sorunu rahatlıkla tetikleyebiliyor. İnsanlık adına bunlar hakikaten ürkütücü.
Rusya'nın Wagner ile yaşadığı sorun kendi iç meselesi gibi görülebilir, ancak bölge insanı ve insanlık için de düşündürücüdür. Biliyorsunuz Rusya nükleer güce sahip olan bir devlet. Acaba Wagner’in elinde bir nükleer silah var mı? Nihayetinde bunlar da asker? Paramiliter bu güç acaba kendi becerileriyle Rusya’nın depolarından nükleer silah temin etti mi? Şayet temin ettiyse bunu kullanır mı şeklinde dünya korkulu anlar yaşadı.
Çok şükür ki kendi aralarındaki anlaşma hem Rus halkı için hem dünya adına yeni bir kan dökülmesinin önüne geçti. Aynı zamanda nükleer kaynaklı istenmeyen bir gelişmenin de önüne geçildi. Elbette ki bu olaylardan hareketle gerek Rusya'nın gerek bölgedeki devletlerinin şapkalarını çıkartıp ince ince düşünmeleri gerekiyor.
Yapılması gereken çözüm odaklı barışa endeksli bir dünyanın temini sağlamaktır. Paylaşım kavgalarının ortadan kalktığı bir dünyaya ihtiyacımız var. Bugün kavgaların en büyük sebebi maalesef kaynak savaşları. Yani insanlarda şöyle bir korku var, bu kaynak bana yetmez! Peki, ne olacak? O senin olması benim olsun kavgası yaşanıyor. Sonuçta güç kimse ise kaynak onun olsun savaşı söz konusu. Bu yaklaşım devam ettiği müddetçe savaşlar kaçınılmazdır.
Malumunuz bugün iktisat öğretisinde bir derse gelen öğrenci şöyle bir kabul ile karşılaşıyor; deniyor ki, kaynaklar sınırlı ihtiyaçlar sınırsız. Bu ne anlama geliyor bakalım. Ortada 2 bardak su var. Biz burada 5 kişiyiz, 10 kişiyiz. Ne olacak? O halde yaşamak için suya ihtiyacımız olduğu için olduğuna göre şimdi o suyu kim içecek, kim ayakta kalacak, kim yaşayacak, kim ölecek? Bu muhakeme gündeme geliyor. Aynen bunun gibi karikatürize ettiğimiz bu gerçek gibi bugün dünyada yaşanan olayların temelinde yatan temel sebeplerden birisidir.
Kaynak yetersizse ve bu kaynakları insanların ihtiyacı varsa o halde otomatikman bir diğeri hakkında nifak üretimi ve çatışmaları ortaya çıkartıyor. Güç kullanımı devreye giriyor. O halde bu dünyadaki savaşların önüne geçmenin yegâne yolu kaynakların sınırsız olduğunu insanlığa inandırmaktır. İşte bakın dakika bir, gol bir! Dünya barışı için Prof. Dr. Haydar Baş hocamızın Milli Ekonomi Modeline ihtiyaç var. Haydar Baş hocamız kaynaklar sınırsızdır, ihtiyaçlar sınırlıdır diyor; sınırsız olan ihtiyaçlar değil ihtiraslardır diyor. Örnek veriyorum, sen yemek yiyeceksin, bir tavuk yersin, 2 tavuk yersin daha fazla yiyemezsin, elbise giyeceksin bir elbise 2 elbise giyersin bir günde daha fazla giyemezsin. Yani senin ihtiyaçların sınırlı diyor. Hele hele geri dönüşebilen enerji kaynakları ile, teknolojiyle beraber üretimin artmasıyla kaynak problemimiz yok bizim.
Dünyada kaynak problemimiz yok. Peki ne problemi var? Bugün dünyada olan problem aç gözlülük problemidir. Bu öğreti ile dünyada savaşlarında önüne geçilmiş olacak. Bu öğreti hâkim olduğu zaman otomatikman savaşlara gerek kalmayacak. Kim kimi öldürmek ister, kim ölmek ister; bu insanın fıtratına yaratılışına aykırı. Çünkü insanoğlunun doğuştan getirdiği duyguları var. Can emniyeti, mal emniyeti, namus emniyeti, din ve vicdan hürriyeti, seyahat özgürlüğü… insan bu arzular ile doğar.
Bu yapıldığı zaman göreceksiniz ki sorunun çoğu halledilmiş olacaktır. Peki bu yapılmadığı takdirde bugün bir savaş yarın bir başka iç karışıklığı, öbür gün benzer iç ve dış çatışmalar konuşulacaktır.