Siz, ‘Şii – Sünni Çatışmasının’ Neresindesiniz?
İçerden ve dışardan uyarılar gelmeye devam ediyor. Şimdi de Independent yazarı Patrick Cockburn'dan bir açıklama geldi, diyor ki, “Türk hükümetinin Suriye iç savaşında Sünni militanlarına tam destek vermesi sonucunda, mezhebi nefret zehri Suriye’den Türkiye’ye yayılıyor".
Aynı gün dışişleri bakanı Davutoğlu da Esat karşıtı bütün güçlere destek verdiklerini açıklayıverdi.
ABD’nin Esad’a teşekkür ettiği, hatta neredeyse özür dilediği bir günde AKP hükümetinin bu açıklamayı yapmasına dikkat etmek gerekir.
ABD ile Rusya’nın anlaşarak Suriye savaşının iptal olduğu günümüzde, Suriye ile savaşabilmek için meclis tezkeresi çıkartmak, muz cumhuriyetinde bile rastlanmayacak bir tezattır. Hem eşbaşkan olacaksın hem de ABD’nin barış yaklaşımına rağmen savaş tamtamları çalacaksın. Bu tezadın açıklaması olsa olsa ABD’nin bir oyunudur. ‘Benim yerim dar, sen yola devam’ demesidir.
…
Tezatlar bununla bitmiyor, her fırsatta AKP hükümetini eleştiren MHP, yine AKP’nin arkasında yer aldı. AKP’nin siyasi olarak sıkıştığı şu aşamada yine ‘Suriye tezkere’sinde ona destek verdi. MHP’nin yaptığı olsa olsa ‘karakolda doğru söyler mahkemede şaşar’ kabilinden. Gerçi MHP’nin bu tavırlarına Türk kamuoyu artık aşina olmuş durumda.
…
Suriye’de ve Arap baharının etkili olduğu ülkelerde yaşanan Sünni - Şii çatışması milletleri ve ülkeleri tarumar ediyor. İslam ülkeleri başsız ve sahipsiz bir şekilde kaos içinde sürüklenip duruyor. Bakın çok ilginçtir, Wikipedia’nın verdiği rakamlara göre Suriye’de %15 Şii varken bu oran Türkiye'de %21. Buna rağmen, Suriye Şii bir devlet olarak ilan edilip, mezhep savaşında hedef gösteriliyor. Üstelik bu propaganda ülkemizde din kisvesine bürünerek yapılıyor. AKP hükümeti uygulamaları ile yangına körükle gidiyor.
…
İşte böyle bir dönemde Prof.Dr.Haydar Baş beyin hamiliğinde ve önderliğinde c.tesi ve pazar (5-6 Ekim 2013 Bursa) günleri 7. Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu düzenlendi. "Velayet Yolu Ehl-i Beyt ve Ona Karşı Türetilen Bid'at Akımlar" konulu sempozyuma yurt içinden ve dışından Sünni ve Şii dini önderler, ilim adamları katıldılar. Konuşmalar çok etkileyici idi. Ehl-i Beyti sevmenin iman meselesi olduğunu, İslam’ın has bahçesinin Ehl-i Beyt olduğu ve Ehl-i Beyt’e karşı yüzyıllar boyunca din kisvesi altında yürütülen bid’at akımlar anlatıldı. Bu sempozyum İslam aleminin içinde bulunduğu durumu gözler önüne sermiş oldu. Adı Müslüman olan ama İslam’la ilgisi olmayan, İngiliz tesirindeki akımlar ortaya konmuş oldu.
Bu sempozyumu, tarih bir dönüm noktası olarak kaydedecektir.
…
Irak'tan sempozyuma katılan Seyyid İzzettin Muhammed Ali El Hekim, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'a teşekkür etti ve Necef'teki taklid mercileri olan Ayetullah El Uzma Seyyid Ali Sistani, Ayetullah Seyyid Muhammed Said El Hekim, Ayetullah Muhammed İshak Feyyaz, Ayetullah Şeyh Beşir Necefi'nin selamlarını getirdi. Şianın dünya çapındaki dini liderleri Haydar Baş hocanın gerçekleştirdiği Ehl-i Beyt açılımının Ortadoğudaki Şii - Sünni birlikteliğinde önemli bir yeri olduğunu ifade ettiler.
…
Prof. Dr. Haydar Baş beyin 27 Şubatta Rus Parlamentosu Duma’da yaptığı konuşma sonrası verilen resepsiyonda konuşan Rusya İslam Komitesi Başkanı Haydar Cemal'in sözlerini hatırlamamak elde değil. “Önümüzdeki 10-20 yıl içinde küresel medeniyetin çehresi tamamıyla değişecek. Prof. Dr. Haydar Baş öyle bir liderdir ki, bu değişiklikleri bize şimdiden gösteriyor. Haydar Baş, meşale taşıyan adamdır, önderdir. Böyle bir önderle yüz yüze görüşme fırsatı bulmak benim için büyük bir fırsattır. Bu fırsatı yakaladığımız için Rusya halkını ve kendimi tebrik ediyorum” demişti.
…
Şimdi şu soruyu sormanın zamanı geldi.
Siz, Şii - Sünni çatışmasını körükleyenlerin mi yanındasınız yoksa Şii - Sünni birlikteliğinin mi yanındasınız?
Bugün bu cevabı vermek zorundasınız.
Aksi halde yarın çok geç olacaktır.