Süreç 98 yıl önce başlasaydı
Ülkemizde yüzyıllardan beri kavga devam ediyor. Sağ, sol; Alevi, Sünni; ilerici, gerici 30 yıldan beri bir kavga var. Fizikte bir kaide vardır; artı artıyı, eksi eksiyi iter. Zıt kutuplar ise birbirini çeker. İki kişi veya iki tarafta hak iddiasında bulunursa orada kavga çıkması kaçınılmazdır. Ancak birisi iddiasından vazgeçerse orada kavga biter. Halk arasında söylenir, değirmende sen haklısın dendiği zaman kavga biter.
Anadolu toprakları tarih boyunca medeniyetlerin gözünün olduğu topraklardır. Güçsüz olanlar bu topraklarda barınamamışlardır. Bu tespitin ne anlama geldiğini en iyi bilenlerden birisi Türk milletidir. Cumhurbaşkanlığı forsunda ve Bağımsız Türkiye Partisi ambleminde olan 16 yıldız tarihte kurduğumuz ama sahip çıkamadığımız 16 Türk devletini temsil eder.
Mezopotamya toprakları Anadolu toprakları ülkemiz toprakları üzerinde neredeyse bütün milletlerin gözü var. Bünye zayıfladığı zaman nasıl mikropların saldırısına uğrarsa, aynen bunun gibi ülke de zayıflarsa dost gibi görünenler de gerçek yüzlerini gösterirler.
Osmanlının yıkılışını unutmayalım. Etnik ayrımcılık teşvik edildi ve balkanları, Ortadoğuyu bu şekilde kaybettik. Bu yöntem tutmuştu. Ancak Mustafa Kemal Atatürk ve Kuvay-ı Milliye ruhu ile milletin tek bilek tek yürek oluşuyla milli mücadele kazanıldı.
Bu bölge tarih boyunca savaşların ve gözyaşının hâkim olduğu bölge Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge olan Ortadoğudur.
Batılının sürekli olarak gözü topraklarımızdadır. Adı Haçlı işgal seferleri olsun, Şark meselesi olsun, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olsun proje aynı projedir. Batı kendi hedeflerine ulaşmak için çalışmasını sürdürebilir. Elbette mikrop mikropluğunu yapacaktır. Siz ne kadar hayır yapma derseniz de eşyanın tabiatı gereği bunu değiştiremezsiniz.
Yapılması gereken bu mikroptan etkilenmemek için yeri geldiğinde bu mikrobu bertaraf etmek için tedbir almaktır. Nitekim ecdadımız bu gerekeni en güzel şekilde yerine getirmiştir. Bugün dost bildiğimiz batının Anadoluyu elimizden almak için düzenledikleri haçlı işgal hareketinde Çanakkalede tam 250 bin şehit verdik. Şehit olarak vazifelerin en büyüğünü yerine getirdiler ve ölümsüzler kervanına katıldılar. Biz onları rahmet ve minnetle anıyoruz.
Gelelim günümüze, batılı emperyalist güçlerin gözü yine topraklarımızda. Bu defa taşeron örgütlerle üzerimize saldırıyorlar. Devlet olarak millet olarak yine şehitler vermeye devam ediyoruz.
Sayın Erdoğan 23 Nisan TBMM konuşmasında bir nakil cümle ile yakayı ele veriyor. Diyor ki, süreç 6 ay önce başlasaydı, Vedat şehit olmayacaktı bu mantığa göre o zaman teslim olsaydık Çanakkalede de 250 bin şehit vermeyecektik. Peki, nefer şehit olmasaydı, ordu nasıl galip olacaktı? Biz ve siz bu vatan topraklarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak yaşayabilecek miydik?