Türkiye,

Türkiye,

Ülkemizde kaosun düğmesine basıldı. Bir taraftan tekil veya toplu katliamlar yapılıyor. Halkı galeyana getirici eylemlere imza atılıyor. Suçsuz masum devlet görevlileri şehit ediliyor, masum halk öldürülüyor. Olası saldırılar gündem edilerek halkın huzuru kaçırılıyor. Bir taraftan da hükümet üç cephede Daeş, Pkk ve Dhkp-c ye karşı operasyon yürütüyor. Bütün bu yaşananlar bir anda olmamıştır. Akp siyasetinin yanlış ve yanlı iç ve dış politikasından kaynaklanmıştır. Ülkemizde yaşananlar tavşana kaç tazıya tut politikasıdır.

...

Davutoğlu, sınırda Deaşı görmek istemiyor; ılımlı muhalefeti görmek istiyorum diyor. Dün Suriye muhalefetinin içinde bir grup olan Deaşa sıcak bakılırken, bugün karşısına çıkılmış oldu. Peki, yarın desteklenen bir başka muhalif grubun Türkiye’nin menfaatleri ile ters düşmeyeceğine kim garanti verebilir. İç veya dış teröre taraf olan bu politika ile Türkiye’nin başına çorap örülmektedir. Cümle alem biliyor ki, adı ne olursa olsun terör örgütlerinin dost bildiğimiz müttefik kabul ettiğimiz ülkelerle yakın ilişkisi var.

...

Son gelişmelere şöyle bir göz atalım. ABD dış işleri sözcüsü durdu durdu yıllar sonra flash bir Pkk açıklaması yaptı. Neymiş; Pkk, terör örgütüymüş. Hemen diğer taraftan ise NATO Genel Sekreteri, Pkk’ya yönelik hava operasyonlarıyla barış sürecini tehlikeye sokmaması konusunda Ankara'yı uyardı. ABD ile görüş ayrılığı giderildi deniyor. Davutoğlu, İncirli konusunda zaten bir görüşme halindeydik diyor. .ABD ile ortak zemin oluşturduk diyor. .Eğit donat-a başlandı. Ilımlı unsurlara destek verilecek. Yapılan açıklamaya göre ABD ve Türkiye, Işid'den arındırılmış bölge konusunda anlaştı. Üstelik bu bölge hava Korumasına ve güvenli alan haline getirilecek. Sayın Davutoğlu altını çize çize yapılan operasyonlar konusunda halk desteği ve uluslararası destek aldıklarını ifade ediyor. Hükümet bütün bu gelişmeler olurken İncirli üssü sadece ABD değil Suriye’ye karşı ittifak kuran ülkelerin de askerlerine açılacağını açıkladı, ardından Nato'yu toplantıya çağırdı.

...

Gelişmeleri alt alta koyduğumuzda gidişatın çok tehlikeli olduğu görülüyor.

Bütün bu gelişmeler olurken Davutoğlu, şu kritik cümle ile dilinin altındaki baklayı çıkarttı. Deaş yok olsa bile Suriye rejimi kaldığı müddetçe sorun devam edecektir demekle ABD ve diğer ittifak devletleri ile birlikte -Suriye’nin meşru yönetimine karşı savaşacaklarını- ifade etmiş oldu. Şimdi soralım. Esad gidince Suriye olsun Ortadoğu coğrafyası olsun süt liman mı olacak Elbette hayır. Hala Esad’a takmış durumdalar. Libya da Kaddafi ortadan kaldırıldı. Irak’ta, Saddam yok edildi, peki sorunlar mı çözüldü? Buna aklıyla ve vicdanıyla bakanlar görüyor. Ancak yapılmak istenen halk nezdinde bir algı operasyonu düzenlemektir.

...

Herkes kendine göre hesap yapıyor. Akp yeniden seçime gitmek ve iktidarı bırakmamanın hesabını yaparken ABD ise Türkiye’nin de siyasi, coğrafi ve askeri imkanlarını yanına almak istiyor. İşte anlaştıkları nokta tam da burasıdır. Şurası bir gerçek ki bu anlaşma milletimizin de devletimizin de faydasına değildir, yıllardan beri bu günleri ikaz eden Haydar Baş hocamız, hep hükümetin yanlış politikalarına vurgu yaptı. Acı sonuçlarında bahsetti. İkazlarından bir tanesi de "Her evin kapısına tabutlar gelecek" şeklinde olmuştu. İşte gidişat tam da bu noktaya doğrudur.