Tarımda Sorunlar, Çözümler ve Milli Ekonomi Modeli Perspektifi
Bir soru sorarak başlayalım.
Bugün tarım kesiminin en büyük problemleri nelerdir? En büyük ihtiyaç bilgi desteğidir, finansmandır, pazarlamadır, elinden tutacak ona her adımda yol gösterecek devlet adına sürekli yanı başında olacak yetişmiş ziraat mühendisidir. Hollanda bu işi çok güzel yapıyor. Alan olarak ülkemizden yaklaşık 20 kat küçük olmasına rağmen çiçek ve çiçek soğanlarının üretiminde dünya birincisi. Tarım ürünleri ihracatının ihracatında dünya ikincisidir.
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, tarım milli ekonominin temelidir diyor. Tarımsal üretimden bizim vazgeçmemizi asla mümkün değil, buğdayın anavatanı olmamıza rağmen yurt dışından buğday ve arpa ithal eden bir ülke haline gelindi. Bizi yönetenlerin utanması için başka sebebe gerek yoktur.
Tarım üreticimizi desteklediğimiz takdirde hangi noktaya geliriz? Çok muazzam seviyelere gelebiliriz. Peki bu nasıl olacak? Prof. Dr. Haydar Baş’ın Milli Ekonomi Modelinde tarım politikasının esasları var. Hocamız mitinglerde tarım politikasının esaslarını teker teker sayardı. Görüyoruz ki bundan başka çözüm yok. Bugün ihtiyacımız var, yarın ihtiyacımız olacak. O halde Türk seçmeninin bu projenin arkasında olması lazım.
Bakın Milli Ekonomi Modelindeki tarım politikasından örnekler verelim.
• Çiftçiden, planlı ve sürekli üretime katıldığı sürece vergi alınmayacak ve ürün alım garantisiyle doğrudan desteklenecektir.
• Toprağı olmayan köylüye, üretim yapılması şartıyla toprak verilerek üretime katılması sağlanacak.
• Devlet tarafından ürünün tahmini bedelinin yüzde ellisi üreticiye avans olarak ürün ayından altı ay önce peşin olarak ödenecektir.
• Kuraklık, don, sel gibi doğal afetlere karşı, ürün sigorta sistemi, getirilerek üreticilerin zararları karşılanacaktır.
• Stratejik öneme sahip tarım sektöründe yerli üretim, ithal ürünlere karşı gümrük duvarları yoluyla korunacaktır.
• Tarım ürünlerine IMF ve Dünya Bankası dayatmasıyla getirilen tahditler tamamen kaldırılacak, yerli üretimin arttırılması teşvik edilecektir.
• Çiftçiye devlet tarafından tohum, fidan, gübre ve ilaç konularında yardım edilecektir.
• Çiftçilere sosyal güvenlik ve emeklilik hakkı sağlanacaktır.
• Türkiye'de tarım alternatifsizdir. Onun için tarım ürünlerine alternatif aramak yerine, tarıma dayalı sanayinin kurulması teşvik edilecektir. Bu amaçla devlet tarıma dayalı sanayi üzerine yatırım yapmak isteyen girişimcilere proje mukabili sıfır faizli, gerekirse geri ödemesi üretim olarak alınabilecek kredi doğrudan verilecektir.
• Hükümet, bizzat pazarlama hususunda üreticilerimize öncülük edecektir. Dünyanın her yerinde pazar bulacaktır. Çiftçinin pazar problemi olmayacaktır.
• Ülkemizdeki tarıma uygun arazilerin envanteri çıkarılacak, iklim ve toprak özelliklerine göre uygun tarımsal ürün grupları belirlenecektir.
• Tarım tek başına bir sektör olarak değil, tarıma dayalı ilgili sanayi dalları ile bir bütün olarak alınacaktır. Bu amaç doğrultusunda tarım ürünlerinin son mamul haline getirilmesi için entegre sanayi kuruluşları teşvik edilecektir.
• Coğrafya, iklim, nüfus ile iç ve dış piyasa dengeleri göz önünde tutularak, tarım sektörünün üretim, miktar, çeşit, nitelik planlamaları ve AR-GE çalışmaları yapılacaktır.
• Atatürk'ün öncülüğünü yaptığı örnek tarım üretme çiftliklerinde modern tarım teknikleri ve ürün geliştirme yöntemleriyle çiftçiye örnek olacak çalışmalar yapılacaktır.
• Sanayileşme ve şehirleşmenin tarım arazilerini yok etmesi önlenecektir.
• Çiftçinin kooperatifleşerek güç birliği yapması desteklenecektir. Kooperatiflere tarımsal alet ve makine desteği verilecektir.
• Erozyon ve toprak kaybına karşı etkin önlemler alınacaktır.
• Üretici ile tüketici arasındaki zincir kısaltılarak üreticinin yüksek gelir, tüketiciye ucuz ürün sağlanacak, kooperatiflerden bu amaçla istifade edilerek, hal yasası tekrar gözden geçirilecek.
• Sanayinin hammaddesi olan tarım ürünlerinin "Dar Bölge Kalkınma Modeli"yle, ilgili sanayi kollarıyla entegrasyonu sağlanacaktır.
• Tarımsal üretim merkezlerine, -maliyetleri azaltmak için- ucuz taşıma aracı olan demiryolları hatları çekilerek etkin kullanımı sağlanacaktır.
• Eko-stratejik komşularımızla (Orta Asya, Ortadoğu) tarım ihracatına daha fazla önem verilecektir.
• Yerli gübre üretimine destek verilecektir.
• Minimum su sarfiyatıyla, yüksek ürün miktarı ve kalite sağlayan modern tarım teknolojileri (damıtma sistemi, hidrofilik katkı maddeleri) yaygınlaştırılacaktır.
• Jeotermal enerji ve güneş enerjisinden istifade edebilen bölgelerde seracılık yaygınlaştırılarak, her mevsim tarım üretimi yapılması sağlanacaktır.
• Yeni su kaynakları bulunarak, tarımın hizmetine sunulacaktır
• Katma değeri yüksek olan hayvancılığın temel girdi kalemlerinden olan yem ihtiyacının sağlanabilmesi amacıyla, ilgili tarım ürünlerinin yeterli miktarda üretimi teşvik edilecektir.
Bu projeler BTP’nin parti programında yer almaktadır. BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, bu projeleri uygulamak için ayağında demir çarık Anadolu’yu adım adım dolaşmaktadır.
Sn. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında milletimizin pahalılıktan bunaldığının farkında olduklarını söylüyor. Artık mızrak çuvala sığmıyor, görmezden gelemiyorlar. 2001 yılından beri işin başında olan bu hükümet 22 senedir çözemediği sorunları nasıl çözmeyi düşünüyor acaba? Bunların hesabı yine algı yönetimi yaparak yerel seçimleri de kazanmak. Çiftçi üretmiş veya üretmemiş hepsi hikâye… Tarımdaki çöküş 2000 yılında yaptıkları stand by anlaşması ile hızlandı. Öncelikle AB’ye güya üye olacağız diye verdikleri tavizlerden bir vazgeçsinler bakalım.
Şimdi tarım kesimi başta olmak üzere milletimiz yeniden empati yapsın bakalım. Çözüm mü istiyoruz, çözülme mi?